Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz günlerde illere gönderdiği genelge ile özel okulların 15 Ağustos, devlet okullarının ise 31 Ağustos’ta açılacağını duyurdu. Vaka sayılarındaki artışın yanı sıra eğitimde uygulanacak modelin belirsizliği ise bir yandan velileri bir yandan da eğitimcileri kaygılandırıyor. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Yükseköğretim ve Eğitim Sekreteri Özgür Bozdoğan, okulların açılışına ilişkin hiçbir hazırlık yapılmadığını belirterek, "Şu an ki önlemlerin büyük bir bölümü niyetin ötesine geçmiyor" dedi.

'BAKANLIK ÇAĞRIMIZA YANIT VERMEDİ'

Türkiye’de okulların açılmasıyla ilgili iki farklı bakış açısının olduğunu söyleyen Bozdoğan, “Eğitim Sen, çocukların üstün yararını talep ederken, siyasi iktidar ise okullar açılmazsa bunun salgında başarısız görüleceği kaygısını taşıyarak; okulların açılmasını ve sermayenin vakıf üniversiteleri ve özel okullarından ekonomik sıkıntı yaşamamasını istiyor” diye belirtti.  Vaka sayılarının her gün artarak devam ettiğini söyleyen Bozdoğan, “Bir yol ayrımındayız. Bir tarafta özel okul sahiplerinin çıkarları, elde edeceği kar, öbür tarafta öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin ve halkın sağlığı. Bizim açımızdan seçenek çok net.  Biz öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve halkımızı seçenek olarak tartışmayı bile kabul etmeyiz. O yüzden de özel okulların yüz yüze telafi eğitimi ile ilgili başlangıç tarihi yaklaşırken MEB'e ısrarla bir çağrı yaptık, bu konun yeniden taraflarla beraber değerlendirilmesi gerektiğini söyledik.  Fakat bakanlık bizim çağrımıza yanıt vermedi" ifadelerini kullandı.

FİZİKSEL MESAFE AÇISINDAN ÇOK RİSKLİ

Bozdoğan, özel okullar ve vakıf üniversitelerinin pandemiden ekonomik olarak etkilendiği ve öğrenci bulmakta zorlandıkları için okulların açılmasının istendiğini söyledi.  Açıklanan vaka sayılarının bin 200 sınırında olduğuna dikkat çeken Bozdoğan, şöyle devam etti: “12 gün sonra okulların açılması planlanıyor. 1 buçuk milyona yakın öğrenciden söz ediyoruz. Bakın İsrail' de liselerin açılmasından sonra ikinci dalga oluştu. Salgın fiziksel mesafenin ortadan kalktığı ortamlarda çok daha hızlı yayılıyor. Okullarda fiziksel mesafe açısından çok riskli. Çocukların yaş ortalamasına ve gelişimlerine baktığımızda; fiziksel mesafenin çok kolay kalkacağı görülüyor. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Bugün özel okullar derneğinin bizi hedef almasının nedeni de budur. İsteniyor ki bu eleştiriler yapılmasın bu uyarılar ortaya konulmasın. Ancak onlara mesajımız şu, tarihe ve halka olan sorumluluğumuzu yerine getirmeye devam edeceğiz. Durum bu kadar ciddiyken kimse özel okulların açılmasını savunmamalı. Önceliğimiz öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin sağlığı olmalı."

'ÖNLEMLER NİYETİN ÖTESİNE GEÇMİYOR'

Öğrencinin evinden çıktıkları süreçten  tekrar evlerine dönecekleri sürece kadar ki  tüm sürecin ele alınması ve bu yönlü  önlemlerin  alınması gerektiğini söyleyen Bozdoğan,"Öğrenciler kalabalık toplu taşıma kullanarak okullara geliyor. MEB'in veya siyasi iktidarın temsilcilerinin çok da vakıf olmadığı kalabalık, okullardan,  iç içe okullardan, ikili eğitim yapılan, yoksul semtlerde bulunan ve  yoksul ailelerin çocuklarının gittiği okullardan söz ediyoruz. Türkiye' de 2 bin öğrencinin devam ettiği, derslik sayısının da sınırlı olduğu ve kentin merkezine sıkışmış oyun alanlarının bulunmadığı bir okulda önlem almanız o kadar kolay değil. Doğal olarak bizim alacağımız önlemler, bize özgü olmalı. Yine sınıfları seyreltme uygulanmalı fakat sınıfların seyreltilmesi demek; okullardaki öğretmen gereksiniminin artması demek. Temizlik görevlisi, dezenfektasyonu yapacak görevli, ateş ölçecek ve gerektiğinde sağlık müdahalesi yapacak sağlık görevlisine ihtiyacımız var” diye konuştu.

‘BİR ÖNLEM PAKETİ ORTAYA KONULMALI’

Bozdoğan, “Tüm bu gerçekleşecek olasılıkları göz önüne alan bir önlemler paketinin ortaya konulması gerekiyor. Önlem paketinin, bütçe, personel, fiziki mekân ve halk sağlığı boyutu var. Bütün bu parametreler açısından baktığımızda; MEB'in ve Sağlık Bakanlığı'nın şuana kadar yayınlamış olduğu önlemlerin geldiğimiz aşamada gerekli ve yeterli önlemler olmadığı açık. 31 Ağustos' da okulların açılacağını varsaydığımızda şuan hiçbir hazırlığın olmadığı görülüyor. Şuan ki önlemlerin büyük bir bölümü niyetin ötesine geçmiyor" ifadesinde bulundu. 

Bu alanda yürütülen tüm tartışmaların bilimsel, demokratik ve katılımcı bir şekilde sürdürülmesini talep eden Bozdoğan sözlerini şöyle tamamladı;"Bu koşullarda hiçbir kesimin siyasi düşünceleri veya tercihleri alacağımız kararları belirleyemez. Çünkü bir pandemi dönemindeyiz ve sonuçlarının ne olacağı konusunda bilmediğimiz bir dönemi yaşıyoruz. Dönemi doğru algılamak alandaki veriyi gerçek olarak toplamak gerekiyor. Ve bizde alandan veri toplama çalışması yürütüyoruz. Ağustos'un 12 ve 13'ünde geniş çaplı toplantılarımız olacak, hem hekimlerle hem de her bölgeden okullarla. Yüksek öğretimle ilgili konuları da tartışacağız daha sonra bunların hepsini rapor haline getirip kamuoyuyla ve bakanlıklarla paylaşacağız."