Türkiye’de yüz yüze eğitime 1 Mart tarihinde geçildi. Okullarda alınan önlemler maske, mesafe ve dezenfektandan öteye geçemedi. Toplumun büyük bir kısmı aşılanmadan yüz yüze eğitime geçilmesi koronavirüsün yayılmasında önemli bir etken oldu. Yüz yüze eğitim sürecinde 31 eğitim emekçisi koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. 13 Nisan’da yapılan kabine toplantısı ardından ise yüz yüze eğitime, ortaokul 8’inci ve lise 12’nci sınıf öğrencilerinin devam edeceği belirtildi. Ancak yüz yüze eğitim vermekte olan birçok öğretmen henüz aşı olmadı.

Alınmayan önlemler, gelmeyen aşılar ve salgının yönetilememesi nedeniyle her gün yüzlerce insan hayatını kaybetmekte. Eğitim Sen 38 ilden gelen verilerile hazırladığı 12-18 Nisan tarihlerini kapsayan "Covid-19 Vaka Tespit Tablosu”nda pozitif ve temaslı olan öğretmen sayısının 783, pozitif ve temaslı olan öğrenci sayısı bin 367, yardımcı-hizmetli ve personel sayısı ise 131 olduğunu açıklamıştı. Öte yandan söz konusu tarihler arasında 7 eğitim emekçisi yaşamını yitirdi. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 7 Nolu Şube Kadın Sekreteri Gamze Yıldırım, iktidarın salgın sürecini yönetememesiyle insanların yaşamını yitirdiğine işaret etti.   

'YÜZ YÜZE EĞİTİM İÇİN ÖNLEMLER ALINMADI'

Türkiye’nin birçok ilinde çalışan öğretmenlerden gelen bilgiler doğrultusunda veri topladıklarını aktaran Yıldırım, vakaların yalnızca öğretmenlerde değil öğrenci ve çalışanlarda da artış gösterdiğini ifade etti. Yıldırım, “Şöyle bir durum var, yaş grubu küçük olan öğrencilere test yapılmıyor. Böyle olunca yüz yüze eğitimde yayılım git gide arttı. Şu an ki yayılımın üst seviyede olmasının bir sebebi de bu. Biz Eğitim Sen olarak sürekli, önlemler alınsın ve yüz yüze eğitim doğru bir şekilde gerçekleşsin dedik. Ama ne önlemler alındı ne de bu süreçte aşılama gerçekleşti” diye belirtti.

'SALGINI YÖNETEMEDİLER VE İNSANLAR ÖLDÜ'

Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın verilerinin şeffaf olmadığına işaret eden Yıldırım, bakanlığın verilerinde 27 eğitim emekçisinin Covid-19 sebebiyle yaşamını yitirdiği bilgisinin paylaşıldığını fakat Eğitim Sen’in verilerinde 31 eğitimcinin yaşamını yitirdiğini söyledi. "Bunca insanın ölmesinin suçlusu kim" diye soran Yıldırım, “Suçlu tabi ki bu süreci yönetemeyenler. Eğer bu süreci yönetebilselerdi, somut verilerle hareket edilseydi elimizde ki kaynaklarla belki biz salgın sürecini yönetebilirdik. Eğitim emekçilerinden ve bütün bileşenlerden hiçbir şekilde yararlanmadılar. Salgını yalnızca kendi öngördükleri gibi yürüttüler. Süreç çok kötü yönetildi ve yüz yüze eğitime yine son verildi” dedi. 

Yıldırım iktidara,  “Yüz yüze eğitime bir daha son verilsin istemiyorsanız, iki haftalık kısmi kapanma sürecinde mutlaka tüm öğretmenleri aşılayın” diye seslendi.

'AŞILAMA TOPLUMSAL DÜZEYDE GERÇEKLEŞMELİ'

Yüz yüze eğitim alan öğrencileri korumak amaçlı özel servisler tesis edilerek öğrencilerin bulaş riskine karşı koruma sağlanabileceğini vurgulayan Yıldırım, “Öğretmenlere ve öğrencilere düzenli test sağlanmalıydı. Öğretmenler aşılanabilirdi. Süreç yalnızca öğretmenlerle de bitmiyor. Öğrencinin ailesi de aşılanmalıydı. Bu aşılanma denen şeyin toplumsal düzeyde gerçekleşmesi gerekiyor. Normalleşmeyi kendi boyutlarında yapmasalardı, bizi yönetenler dikkat etselerdi halkta salgına karşı daha dikkat edecekti. Ama zinciri bozan bizi yönetenlerdir" şeklinde konuştu. 

Aşılamanın okullar açılmadan önce yapılması gerekliliği üzerinde duran Yıldırım, eğitim emekçilerinin birçoğunun hala aşılanmadığını ifade etti. Yıldırım, “Aşılama süreci çok yavaş ilerledi. Maske ve dezenfektan haricinde düzenli test ve aşının olduğu güvenli bir ortama gitseydik şu anda yüz yüze eğitim ertelenmemiş olurdu” diye ekledi.

'BİR ÇOK ÖĞRETMENE AŞI ÇIKMADI'

Anaokulu, ilkokul ve özel eğitim öğretmenlerinin aşılanacağına dair gece yarısı haber aldıklarını aktaran Yıldırım, “Rehber öğretmenler, ücretli öğretmenler, idareciler, lise ve ortaokul öğretmenleri ile okullarda çalışan personellere aşı çıkmamış. Aşı kayıtları yok. Okullar yalnızca anaokulu, ilkokul öğretmenlerinden oluşmuyor. Okullardaki herkesin aşılanması lazım. Meslek liseleri şu anda sürece devam ediyor. Peki, bu süreç nasıl gerçekleşecek? Onlar aşısız devam ediyorlar. Eğer aşılanmazlarsa ölüm riskleri yüksek. Yapılması gereken 2 hafta boyunca yüz yüze eğitime ara vermek ve tüm öğretmenleri aşılamak. Bizim de en acil talebimiz tüm eğitim bileşenlerinin aşılanması” ifadelerine yer verdi.

'İKTİDAR TOPLUMUN BİLEŞENLERİYLE HAREKET ETMEDİ'

Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı’nın okul bileşenleriyle birlikte sürece ilişkin ortak hareket etmediğini ve salgın yönetiminde bileşenlerin, toplumun bu soruna dahil edilmediğinin altını çizen Yıldırım, “Bizlerle neler yapılabilir üzerinden bağlantıya geçilseydi ve bütün bileşenlerle birlikte hareket etselerdi bu süreç daha iyi yönetilirdi. Asıl sıkıntı da burada ortaya çıkıyor. Sağlık Bakanlığı’ndan Milli Eğitim Bakanlığı’na kadar iktidarın toplumu oluşturan hiçbir bileşenle ortak hareket etmemesinden kaynaklanıyor. Eğer bileşenlerle birlikte hareket edilseydi bu kadar çok ölüm olmazdı” diye konuştu. 

Jinnews Haber Ajansı / Sena Dolar