Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın (Eğitim Sen) 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla 4 bin 565 öğretmenin katılımıyla yaptığı “Öğretmenlerin Ekonomik ve Mesleki Sorunlarına Bakış Anketi” sonuçları açıklandı. Ankette, öğretmen sorunları için gerçekçi çözüm üretilmesinin ihtiyaç olduğu vurgulanarak, “Yüz binlerce eğitim emekçisinin ekonomik, sosyal ve mesleki sorunlarını çözmek için yıllardır adım atmayanların, öğretmenlerin gerçek sorunlarını görmezden gelenlerin hamasi nutuklarını daha fazla dinlemek istemiyoruz” denildi.

700 BİN ATANAMAYAN ÖĞRETMEN

Yıllardır her 24 Kasım’da öğretmenlere somut karşılığı olmayan övgüler dizildiği belirtilen anket sonucunda, öğretmenlerin temel taleplerinin görmezden gelindiği kaydedildi. Son yıllarda esnek, güvencesiz ve angarya çalıştırma uygulamalarında artış yaşandığına dikkat çekilen açıklamada, “Ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik, mülakat ve güvenlik soruşturmaları nedeniyle yaşanan sorunlar, 700 bine yakın işsiz, ataması yapılmayan öğretmenlerin varlığı gibi temel konuların çözümü noktasında, bugüne kadar hiçbir somut adım atılmamıştır. Kovid-19 salgını sonrasında özelikle uzaktan eğitim sürecinde mesai kavramı tamamen ortadan kaldırılmış, esnek çalışma uygulamaları hiç olmadığı kadar arttırılmıştır” ifadeleri yer aldı.

Anket sonuçlarında tespit edilen sorunlar şöyle sıralandı: 

*“ Öğretmenler, ülkenin dört bir yanında, her türlü olumsuz koşullarla mücadele ederek, görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadır. Çünkü her öğretmen, eğitimin her türlü yapısal sorununa rağmen eşitlikten, barıştan, laiklikten, özgürlükten, insandan ve emekten yana aydınlık nesillerin yetişmesinde katkısının olduğunu bilmektedir. Ancak siyasi iktidar, mesleğini hakkıyla yerine getirmeye çalışan öğretmenlerin yıllardır yaşadığı sorunlara kalıcı çözümler üretmemektedir. 

* Liyakat ilkesinin yerini mülakatın aldığı bir eğitim sisteminde, öğrencilerin, velilerin ve eğitim emekçilerinin çıkarları değil, siyasi iktidarın hedef, amaç ve beklentilerinin belirleyici olması, eğitimin niteliğinin giderek bozulmasına neden olmuştur. Açıktır ki eğitim emekçileri rekabet etmek ve yarışmak değil, birlik ve dayanışma içinde, daha nitelikli eğitim için çalışmak istemektedir.

* Öğretmenler siyasi iktidarlara değil; halka ve öğrencilerine karşı sorumludur. Bu nedenle bizler, aksi yöndeki tüm politika ve uygulamalara rağmen iktidarın değil, halkın öğretmeni olmak istiyoruz. Eğitim sisteminin daha nitelikli olması için somut adımlar atılarak, çalışma ve yaşam koşullarımızın iyileştirilmesini talep ediyoruz.

* Öğretmenlerimizin kendisini güvende hissettiği, mesleki özerkliğinin tanındığı, iş güvencelerinin sağlandığı, emeğinin karşılığı olan refah düzeyine sahip olduğu bir eğitim sistemi, toplumun ve öğrencilerimizin nitelikli eğitim hakkının yaşam bulmasının temel koşuludur.

* Yıllardır çeşitli alanlarda yaşadığımız hak kayıplarına ve olumsuzluklara bakıldığında, geçtiğimiz yıllar içinde kaybettiklerimizin ne kadar çok olduğu görülecektir. Bizlere dayatılan her türlü haksız ve hukuksuz uygulamanın ancak tüm eğitim ve bilim emekçilerinin birleşik ve örgütlü mücadelesiyle kırılabileceğine inanıyoruz. 

* Kötü ve sağlıksız koşullarda çalışan, hakları gasp edilen, hukuksuzca ihraç edilen, sürgün ve soruşturmalara, baskılara maruz kalan, sözleşmeli, ücretli güvencesiz çalışan, ataması yapılmayan, özel öğretim kurumlarında esnek, güvencesiz, düşük ücretlerde çalıştırılan, pandemi koşullarında gecesini gündüzüne katarak görevini yapmaya çalışan bütün eğitim ve bilim emekçilerinin, eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamayan milyonlarca çocuk ve gencimizin taleplerinin takipçisi olmayı sürdüreceğimize söz veriyoruz.

* Haklarımız, geleceğimiz ve çocuklarımızın eğitim hakkı için bütün eğitim ve bilim emekçilerini, öğrenci ve velilerimizi birlikte ortak mücadeleye davet ediyoruz. “