Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen belediye eşbaşkanlarına mazbata vermeme kararı nedeniyle birçok yerde halkın iradesi yok sayıldı. Van’ın Edremit ilçesinde seçimin kazananı Halkların Demokratik Partisi (HDP) eşbaşkan adayları Medeni Özer ve Gülcan Kaçmaz Sayyiğit oldu. Eğitim Sen Van Şubesi Eş Sözcülüğü görevini de üstlenen eğitim emekçisi Gülcan, kamu emekçilerinin bir günlük grev kararı sonrası açığa alındı ve 109 gün sonra tekrar göreve iade edildi.

Ancak bağlı bulunduğu okulda müdür yardımcılığı görevinin sonlandırıldığını öğrenen Sayyiğit, “Norm kadro fazlası olduğum söylenildi ve başka bir okula tayin olmam gerektiği bildirildi. Aslında bu bir nevi sürgündü. Sonrasında yine Edremit’te eski ismi Sağlık Meslek Lisesi olan okula tayin oldum. Pazartesi ve Salı günü okula gittim. Salı gecesi 7 Şubat 2017’de 686 sayılı KHK ile eşim ile birlikte meslekten ihraç edildim” dedi. 

'İHRAÇTAN SONRA MÜCEDELENİN ÇOK YÖNLÜ OLDUĞUNU GÖRDÜK'

Özellikle kadınlar olarak büyük zorluklar yaşadıklarını ancak mücadeleden geri adım atmadıklarını vurgulayan Sayyiğit, “İhraçtan sonra sendikal faaliyetlere devam ettim. Eşimle bir kırtasiye açtım. Kırtasiye olma nedeni de okullarla bağımızın kesilmesini istemedik. Sonrasında mücadelenin aslında çok yönlü olduğunu fark ettik” diye konuştu.  

'MAZBATAMIZI HALKIMIZDAN ALDIK'

Seçimden önce de kayyım eliyle halkın iradesinin gasp edildiğini ifade eden Sayyiğit, “HDP’de Edremit eşbaşkan adaylığı için başvurdum. Ön seçime girdim ve Edremit ilçesinde ön seçimde iyi bir oy alarak, aday olmaya hak kazandım. Yaklaşık 3 ay boyunca ciddi bir çalışma yürüttük. Çalmadığımız kapı, gitmediğimiz kimse kalmadı. Edremit’te iyi bir sonuç alacağımızı biliyorduk ve ciddi bir fark atmak istiyorduk. Çünkü bizim için 31 Mart sadece yerel bir seçim olmayacaktı. 2014’den sonrası iktidarın aslında iradeye yönelik gasp pratiklerine verilecek en iyi cevaplardan biri olmalıydı. Biz çalışmalarımızı hep bu yönlü yürüttük. 7 bin bir oy farkıyla da Edremit Belediyesi’ni tekrar kazandık. Aslında bizim olanı aldık. Bizler mazbatalarımızı halkımızdan aldık.  Açıkçası gözü dönmüş bir iktidarla da karşı karşıyayız ve hukukla bağdaşmayan kararlar alınıyor” ifadelerini kullandı. 

'SİYASİ BİR KARARLA MAZBATAMIZA EL KONULDU'

KHK ile ihraç edilenlerin izole edilmeye çalışıldığının altını çizen Sayyiğit, “Ciddi bir oy farkıyla seçimi kazandık. 10 gün boyunca bekledik ama mazbatalarımız verilmedi. Daha sonra depolarımızın boşaltıldığı bilgisi geldi. Bir şeyin hazırlığının yapıldığını biliyorduk. Ama ‘bu kadar da olmaz’ dedirten bir kararla karşılaştık. Önce Kars’ın Digor ilçesine bağlı Dağpınar beldesinde KHK’li bir arkadaşımız eşbaşkan olarak seçiliyor ve KHK’li olduğu için mazbatasını verelim mi, vermeyelim mi diye bir görüş isteniyor. Ondan sonra ülkede KHK’liler üzerinden böyle bir karar alındı ve KHK’li olduğumuz için mazbatamız verilmedi. Aslında çok trajikomik bir durum. Çünkü aynı YSK bizim başvurularımızı kabul etmişti. Şuan 10 milletvekilimiz de KHK’li ama vekillik yapıyor. Ama bütün saldırılara karşı biz yılmayacağız. Siyasi bir kararla mazbatalarımıza el konuldu. Dünyanın hiçbir yerinde kaybeden bir partiye mazbataların verilmesi görülmemiştir” dedi. 

'ŞUAN YAPILAN HUKUKSUZLUKLARIN BİR SINIRI YOK'

Edremit halkının hiçbir zaman belediyenin bu şekilde AKP’ye verilmesini ve AKP’li İsmail Say’ı başkan olarak kabul etmeyeceğini belirten Sayyiğit, şöyle dedi: “Türkiye’de şuan yapılan hukuksuzlukların bir sınırı yok. Ama bizler bütün bu hukuksuzluklar karşısında yine mücadele etmeye devam edeceğiz. Her alan bizim için mücadele alanıdır. Her sokak bizim, her yer bizim. Biz resmi olarak YSK’den o mazbatayı almamış olsak bile Edremit Belediyesi’nin eşbaşkanı olarak tabi ki mücadelemizi sürdüreceğiz.” 

'AMAÇLARI KHK'LİLER ÜZERİNDEN İSTANBULU ALMAKTI'

Dosyalarının hala Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde oluşturulmuş OHAL Komisyonu tarafından incelenmediğini ve hüküm giymiş kişiler de olmadıklarını dile getiren Sayyiğit, “Amaç KHK’liler üzerinden İstanbul’u geri almaktı. Çünkü İstanbul da yaklaşık 14 bin ihraç arkadaşımız var. AKP’nin YSK’ye KHK’lilerin oy kullanmasına itirazda bulunması bile çok hukuksuz bir durum. Çünkü bizim seçme seçilme hakkımız var ve buna da hiçbir engellimiz yok. Ama bunun için itirazda bulunuyor ve YSK de lütufta bulunuyormuş gibi ‘Bunlar oy kullanabilirler’ diye bir açıklama yapıyor. Gerçekten Türkiye’nin gelmiş olduğu durum çok trajikomik” diye konuştu. 

'1 MAYIS CEVAM VERME GÜNÜDÜR'

Tüm bu hukuksuzluklar yaşanırken, binlerce insan demokrasi için açlık grevindeyken 1 Mayıs’ın yaklaştığına vurgu yapan Sayyiğit, şu çağrıyı yaptı: “Bizler mücadele etmek zorundayız. Biz kadınlar bin yıllardır bu zulmü yaşıyoruz. Arkadaşlarımızdan aldığımız güç ile 1 Mayıs’ı karşılayacağız. Ötekileştirilen, yok sayılan ve haksızlığa uğrayan herkesin 1 Mayıs’ı sahiplenmesi gerekir. Newroz ve 8 Mart’ta nasıl alanlarda 17 yıllık iktidara cevap vermişsek 1 Mayıs’ta da aynı duruş ve mücadele ile cevap vermemiz gerekiyor.”