Ukrayna’ya saldırı söylentisi, Rusya ve Batılı ülkeler arasındaki kutuplaşmayı derinleştiriyor. Kamplaşmayı bir fırsat olarak gören Kremlin, NATO’ya ve yaptırımlara karşı mücadele retoriğini daha fazla işliyor. Diğer taraftan Çin’le olan münasebetlerine de ivme kazandırıyor. 

KİEV RUSYASI 

Rusya’nın Ukrayna’ya saldıracağı söylentileri birkaç aydır gündemi meşgul ediyor. Savaş tamtamları hiç eksik olmuyor. Tam da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in arzu ettiği bir “kamplaşma” oluştu. Bir taraftan Ukrayna’ya askeri, siyasi ve ekonomik destek veren “Batılı devletler” diğer taraftan yedi düvele karşı göğsünü siper eden “Putin” imgesi. Bu kamplaşma, Kremlin yönetimine daha fazla nefes aldırıyor. Savaş belagatı Rusya cenahında Putin’i daha fazla mitleştiriyor. Velikorus milliyetçiliğine ruh veriyor. Peki, Batı, kuşku veya ihtarlarında haklı mı? Yoksa paranoya mı yaşıyor? NATO Avrupa’nın doğusunda veya Rusya’nın periferisinde ilerleme siyasetini sürdürdükçe, Rusya da Ukrayna’yı kendi himayesi altına alma siyasetini devam ettirecektir. Tıpkı bir sahne oyunundaki “replik” gibi. Kremlin’in “Kiev Rusyası” hülyası bundan sonra daha fazla vücut bulmaya çalışacaktır. Ukrayna’ya boyun eğdirmek, konvansiyonel ve hibrit savaş yöntemleri denenerek sağlanmaya çalışılacaktır. Rusya’nın tutumunu aslında Ukrayna hükümeti ve NATO arasındaki ilişkinin boyutu belirleyecek. Batı’nın Rusya’nın hareket alanını daraltmak için Ukrayna’yı bir üs olarak kullanma ihtirası, Putin yönetimine çok sert yöntemler kullanma “lüksü” tanıyor. Bu da Rusya halkı tarafından genel anlamda kabul görüyor. 

AYININ KIRK TÜRKÜSÜ 

Rusya görünürde Ukrayna’nın Minsk maddelerine uymadığını, Donbas’ta askeri gücünü arttırdığını ileri sürüyor ve bölgede sükûnetin sağlanması gerektiğini dillendiriyor. Ukrayna ordusunun muhtemel operasyonunu gerekçe gösterip bir “blitzkrieg” yani yıldırım savaşa girişebilir. Ancak konvansiyonel savaş dışındaki seçenekleri de tercih edilebilir. Nitekim son günlerde Ukrayna devlet kurumlarında yaşanan internet kesintisinin Kremlin tarafından idare edilen bir siber saldırı olduğu şüphesi var. Putin yönetimi “ısı, ışık ve nakit” sorunu yaratarak mevcut sistemi işlevsiz hale getirme taktiğini daha fazla deneyebilir. Son kertede asıl amaç Ukrayna hükümetini ya Batı’nın ekseninden kopmaya zorlamak ya da Donetsk ve Luhansk’taki “status quoyu” Harkiv, Zaporijya, Dnipropetrovsk vb. kentlere de taşıyarak Ukrayna’yı kontrol altına almaktır. Bilindiği üzere Rusya’nın efsanevi sembolü “ayıdır”. “Ayının kırk türküsü var, hepsi armutla ilgili” diye bir de söz vardır. 

FİLE SIKILAN BEZELYE

Batılı devletlerin olası Rus saldırısına karşı kullandığı tek söylem “sert yaptırımlardır”. Putin yönetiminin yaptırımlar karşısında çok tedirgin olduğu söylenemez. Kremlin artık zararlı bakterilere karşı direnç kazanmış bir beden gibi hareket ediyor. Yaptırımlar file sıkılan bezelye etkisi yapıyor. Zaten “yaptırım uyguluyoruz” söylemi formalizmden ibaret. Putin’in çocukluk arkadaşı ünlü oligark Arkadiy Rotenberg’in İngiliz Bankası Barclays’teki hesapları (FinCEN belgeleri) bunun en iyi örneklerinden biriydi. Kara para aklama suçuna ortaklık edildi. Batılı devletler, arka planda otokrasilerin “yatırım cenneti” rolünü oynuyor. 

ÇİN PİYASASI 

Yaptırımlar karşısında Rusya’nın kullandığı en önemli kalkan Çin piyasasıdır. Dev piyasa, Batı’nın ticari kısıtlamalarını kızgın çöle düşmüş birer yağmur tanesi gibi etkisiz hale getirebiliyor. Rusya ve Çin arasındaki ticaret hacmi nerdeyse 150 miyar dolar. Özellikle son 3 yılda doğalgaz ihracatında Batıyı endişelendiren gelişmeler yaşandı. Hâlihazırda gaz tedarik eden Sibirya’nın Gücü 1 ve proje halindeki Sibirya’nın Gücü 2 adlı girişimlerin Rusya ve Çin arasındaki ticari ilişkilerde bir dönüm noktası olduğu biliniyor. Sibirya’nın Gücü 1 adlı hatta yıllık yaklaşık 30 milyar metreküp doğalgaz tedarik edilirken,  Sibirya’nın Gücü 2 adlı hatla birlikte yıllık ihraç edilen doğalgazın ortalama 100 milyar metreküp olacağı tahmin ediliyor. 

PUTİN VE Şİ CİNPİNG GÖRÜŞMESİ

Batılı güçlerin önemli amaçlarından birinin Rusya ve Çin arasındaki ticari ortaklığı zedelemek olduğu sık sık konuşuluyor. Ukrayna meselesinde Batı kökenli bazı yayın organlarında bu yönde bir eğilim olduğu tartışılıyor. Bilindiği gibi Çin’de 4-20 Şubat tarihleri arasında Kış Olimpiyat Oyunları düzenlenecek. Bu etkinlik arifesinde Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping arasında bir görüşme yapılacak. Özellikle Batı merkezli yayın organlarında Şi Cinping’in Ukrayna’ya olası bir saldırının olimpiyat oyunları sonrasına ertelenmesini rica edeceği yazılıyor. Çin’in bu etkinlik için milyarlarca dolarlık bir hazırlık yaptığı, gövde gösterisi yapmak istediği ve Rusya’dan bu gösteriyi gölgelememesini talep edeceği ileri sürülüyor. Bloomberg’te çıkan haber, Ria Novosti’den Pyotr Akopov tarafından eleştiriliyor. Akopov’a göre iki devlet arasında Ukrayna meselesi söz konusu değil. Zira Kremlin’in Ukrayna’ya savaş açma gibi bir niyeti yok. Rus yazar, Batılı güçlerin iki gücü karşı karşıya getirmek istediğini belirtiyor. Yine Rusya’da faaliyet yürüten InoCMİ.ru adlı haber sitesi bu konuyu ele alıyor. Haber sitesinde Batı’nın Rusya’yı Ukrayna’ya saldırmaktan vazgeçirmeye çalıştığı yazılıyor.

MA / İsmet Konak