DAİŞ'in Şengal'de Êzidîlere yönelik gerçekleştirdiği 73'üncü ferman olarak adlandırılan katliamın üzerinden 6 yıl geçti. Ferman sırasında Şengal'de bulunan Irak Ordusu ve KDP'ye bağlı güçler, Êzidî halkını kendi kaderlerine terk ederek, kentten kaçmıştı. Êzidîleri savunmasız bulan DAİŞ de tarih sayfalarından silinmeyecek bir soykırım gerçekleştirdi. Fermandan geri kalan Êzidîlerin imdadına ise sadece Halk Savunma Güçleri yetişti. Êzidîleri katliamdan koruyan güçler, Şengal'i özgürleştirdikleri 13 Kasım 2015 tarihine kadar DAİŞ'e karşı savaştı ve kenti geri aldı. Ardından bir araya gelen Êzidîler, kendi öz savunma güçleri olan Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ) ve Şengal Kadın Birlikleri’ni (YJŞ) kurarak, fermanlar ve saldırılara karşı örgütlendi.

9 EKİM ANLAŞMASI

Şengal DAİŞ'ten kurtarıldıktan bu yana Türkiye başta olmak üzere birçok ülkenin hedefi haline geldi. Bugüne kadar birçok yönelime maruz kalan Şengal, en son 9 Ekim 2020'de Irak merkezi hükümeti ve Federe Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasında imzalanan anlaşmayla hedef tahtasına konuldu. Aylardır Şengal'de gergin bir havanın yaşanmasına neden olan anlaşmanın içeriğinde ise Êzdîxan Asayişi'nin dağıtılması, Şengal Demokratik Özerk Meclisi'nin lağvedilmesi ve dağıtılan güçlerin elinde bulunan ağır silahların Irak Ordusu'na teslim edilmesi var. Êzidî halkının iradesinin tamamen yok edilmesini amaçlayan anlaşmanın arkasında da ABD ve Türkiye var.

IRAK ORDUSUNA YER YOK

Êzidîler ise iradelerini yok sayan bu anlaşma başta olmak üzere tüm saldırı girişimlerine karşı seferber oldu. Anlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için Irak Ordusu daha önce Şengal'in doğusu ve kent merkezinin birçok yerinde YBŞ alanlarına girmek isteyince, halk ayaklanarak planlarını boş çıkardı. En son Şengal'in güneyinde bulunan Til Êzer'e bağlı Gir Zerik köyüne asker yığan Irak Ordusu'na karşı barikat kuran halk, ordunun ilerleyişini durdurdu. Kendilerini fermanda yalnız bırakan hiçbir gücün Şengal'e girmelerine izin vermeyeceklerini söyleyen Êzidî anneleri ve aşiretleri, kendilerini savunabilecek tek gücün YBŞ ve YJŞ güçleri olduğu mesajını net bir şekilde Irak Ordusu komutanlarına iletti.

TEHLİKE DEVAM EDİYOR 

Halkın direnişi ordu güçlerinin geri çekilmesine neden olsa da Şengal'deki tehlike halen devam ediyor. Bunun nedeni ise Irak Ordusu'nun halen 9 Ekim anlaşmasına bağlı kaldığını belirtmesi. Irak Ordusu'nun giderek tacizkar ve provokatif davranması, aynı zamanda bölgede bir savaşın kaçınılmaz olduğunu gösterirken, YBŞ ve Özerk Yönetim sorunu diyalog yoluyla çözmeye çalışıyor. İki taraf arasında bu yönlü gerçekleştirilen görüşmeler halen devam ediyor.

PERDE ARKASINDA TÜRKİYE 

Daha önce birçok kez Şengal'i tehdit eden Türkiye, defalarca bölgeye girmek için askeri yollara başvurdu ancak bugüne dek bir sonuca ulaşamadı. Bunun yerine Irak Ordusu ve KDP üzerinden planlarını hayata geçirmeye çalışan Türkiye, bölgede var olan krizin savaşa dönüşebilmesi için her türlü girişimde bulunuyor. Türkiye, anlaşmanın gerçekleşmesi için Irak’ta Kazımi hükümetine baskı yaparken, diğer taraftan ise KDP'yi cesaretlendirmeye çalışıyor. Her iki taraf da Türkiye’nin baskısıyla hareket ederek, Şengal'de yer bulmaya çalışıyor. 

BÖL PARÇALA YÖNET

Askeri yollar ile Şengal halkı ve YBŞ güçleri karşısında başarılı olamayan Irak Ordusu, farklı yollara da başvuruyor. YBŞ güçleri içinde bulunan aşiretleri ve Êzidî ailelerini arayan ordu güçleri, YBŞ'den ayrılmaları halinde her grubu resmi olarak tanıyıp maaşa bağlayacağını vaatlerinde bulunduğu belirtildi. Şengalliler, Türkiye, KDP ve Irak’ın bu girişimlerini “böl-parçala-yönet” siyasetinin başka bir versiyonu olarak yorumluyor. 

İL İDARESİ!

Bunun yanı sıra Şengal Demokratik Özerk Meclisi üzerinden harekete geçen Irak Ordusu'nun, meclis üyeleri ve temsilcilerine kendilerini "il idaresi" olarak tanımalarını istediği belirtildi. "İl idaresi olsun" söylemi de planın bir parçası olarak algılanırken, bu söylem hiçbir siyasi yetkisi ve iradesi olmayan yerel idari bir yapılanma şeklinde nitelendiriliyor. Bu tür girişimler ile Şengal planlarını hayata geçirmeye çalışan Irak'ın bu aklı ise Türkiye'den aldığı ifade ediliyor. 

ŞENGAL KDP'YE

Şengal'de savunma ve idari güçlerin tasfiye edilerek, kentin Irak Ordusu eliyle KDP'ye bırakılmak isteniyor. Bu şekilde KDP'nin aklanması da hedeflenirken, 73'üncü ferman sırasında bozulan imaın da düzeltilmesi amaçlanıyor. 

Şİİ HİLALİ PLANI 

Öte yandan Şengal'de konumlanan bir diğer güç olan Haşdi Şabi de denklemde duruyor. Türkiye'nin ve KDP'nin olası saldırılarına karşı harekete geçeceklerini söyleyen Haşdi Şabi, İran'dan talimat bekliyor. İran'da hamleler ile "var” olduğu mesajı verse de Haşdi Şabi'nin Şengal'e yönelik söylemlerinin arkasında her ne kadar Türkiye'nin bölgedeki yayılmacılığına karşı ifadeler kullanılsa da temel hedefin Şengal'i olası bir kaosta tamamen ele geçirmek yatıyor. Bunun için Haşdi Şabi üzerinden siyaset yürüten İran, bölgeyi İran'dan Suriye'ye, oradan da Lübnan'a kadar uzanan "Şii hilali" planının bir parçası olarak görüyor.

ÇÖZÜM ÖZERK YAPININ TANINMASI

Birçok uluslararası ve bölgesel güç için ayrı bir önemi olan Şengal'e dönük planlar, Êzidîlerin direnişine çarpıyor. Hem Şengal Demokratik Özerk Meclisi hem de savunma güçleri etrafından kenetlenen Êzidî halkı, tarihinde ilk kez orduya karşı başkaldırdı. Bu durum ise bir dönüm noktası olarak görülüyor. Yeni bir fermanın olmaması için Şengal'de kenetlenen Êzidîler, çözümün Irak-Şengal arasında yapıcı ilişkilerin geliştirilmesi ve Şengal'in özerk yapısının tanınmasından geçtiğini söylüyor. 

Mezopotamya Ajansı/ Nazım Daştan