Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik tehdit açıklamalarından sonra bölge yeniden hareketlenirken, Birleşmiş Milletler Suriye Özel Elçisi Geir Pedersen, Suriye Anayasa Komitesi’nin yeni bir anayasa hazırlama sürecini başlatma konusunda anlaştıklarını duyurdu. BM’nin daha önceki girişimleri göz önünde bulundurulduğunda başarısız bir temelde ilerleyen anayasa görüşmelerinin bu sefer de sonuç alamayacağı belirtiliyor. Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Komisyonu Eş Başkanı Ebdulkerim Ömer, yeni anayasa görüşmelerinin sonuçsuz kalacağını söyledi.  

ERDOĞAN’IN TEHDİTLERİ

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ve partisinin, kendilerine yönelik tehditleri de değerlendiren Ömer, bu tehditleri ciddiye aldıklarını söyledi. Kendileri aleyhine uluslararası anlamda yeniden yapılmış bir anlaşmadan kaygılandıklarını ifade eden Ömer, Soçi’de Rusya ve Türkiye arasında yapılan görüşmeyi hatırlattı. Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik yeni pazarlıkların olduğunu belirten Ömer, “Erdoğan’ın yeni bir müdahale olasılığı savaşın yanı sıra beraberinde bir insani krizi de yaratacaktır. Nasıl Efrîn’e bunu yaptılarsa, bu bölgelerde de yapabilirler. O dönemdeki savaş Rusya ve Türkiye arasında yapılan anlaşmalar sonucu gerçekleşti. Bu durum bölgedeki istikrarı yok ederek, Suriye’deki sorununu daha da derinleştirdi. Aynı zamanda DAİŞ terörünün yeniden canlanması için bir zemin de sunuyor” dedi.

‘TAVIR ALINMALI’

Bu durumu kendilerini ziyaret eden ve ilişkide oldukları uluslararası güçler ile de paylaştıklarını ifade eden Ömer, Suriye’de bulunan tüm güçlere buradaki sorumluluklarını hatırlatıp, üstlendikleri role dikkat çektiklerini kaydetti. Ömer, bu güçlerin Türkiye’nin tehditlerine karşı sessiz kalmayıp, tavır alınması gerektiğinin altını çizdi.   

ABD VE RUSYA’NIN ROLÜ

Suriye’deki her gücün kendi kazanımları etrafında hareket ettiğini dile getiren Ömer, daha önce perde arkasında yapılan anlaşmalar sonucu bölgelerine yönelik gerçekleştirilen saldırıları hatırlattı. Rusya’nın Guta, Kalamun ve Şam’ın güneyi karşılığında Türkiye’nin Efrîn’e girmesine izin verdiğini aktaran Ömer, “Yine ABD de aynı şeyi yaptı. Trump, bir tweet ile Türkiye’nin Serêkaniyê ve Girê Spî’yi girmesine izin verdi. Onun için bu tür kirli pazarlıkları biliyoruz. Bu konuda herkes ile iletişim ve ilişki halindeyiz. Devrimin nasıl savunulması gerektiğini de belirledik. Toplumsal diplomasiyi esas aldık” ifadelerini kullandı. 

ANAYASA GÖRÜŞMELERİ

BM Suriye Özel Elçisi Geir Pedersen’in açıklamalarına dönük de konuşan Ömer, Pedersen’in açıklamasını “çok gerçekçi ve temeli olmayan bir açıklama” olarak niteledi. Hiç bir anlaşmanın yapılmadığını vurgulayan Ömer, “Suriye Anayasa Komitesi’nin 6’ıncı tur görüşmeleri yapılıyor. Bu görüşmenin sonucu da diğer yapılan görüşmelerin sonucu gibi olacak. Bunun bir çok nedeni var. Birincisi; anayasa bu şekilde hazırlanmaz. Öncelikle Suriye’de bulunan taraflar ve kesimler arasında bir komite anlaşması yapılması gerekiyordu. Siyasi partilerden tutalım sivil toplum örgütlerine kadar herkesin Suriye’nin geleceği noktasında görüş birliğine varması elzemdi. Suriye’nin durumu ne olacak, cumhuriyet mi parlamenter sistem mi, merkezi mi ya da merkezi olmayan bir sistem mi olacak? Bu anlamda tüm kesimlere hitap edebilecek bir anlaşma olmalıydı. Temeli bunlardır. Öncelikle bu şekliyle olsaydı, diğer anlamıyla komite oturup detaylandırabilirdi. Şimdi yapılan anayasa taslağı değil” dedi. 

‘KOMİTEYİ SURİYELİLER OLUŞTURMADI’

Bu komiteyi Suriyelilerin aksine Rusya, Türkiye ve İran’ın oluşturduğunu belirten Ömer, Astana grubu olarak adlandırılan bu güçlerin kendi kazanım ve politikalarına hizmet edebilmek için anayasayı hazırlamaya çalıştıklarını kaydetti. Ömer, ayrıca Rusya ve İran gibi güçlerin Suriye krizinin derinleştirilmesinde büyük bir rol oynadığını belirterek, bu güçlerin sorunu çözmesinin mümkün olmadığını aktardı.

‘BİR SONUÇ ÇIKMAYACAK’

Şu an görüşmeler yapan komitede ne Kürt ne de Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimini temsilen kimsenin bulunmadığını söyleyen Ömer, ortak olmadıkları bir anayasayı kabul etmeyeceklerini ifade ederek, 5 milyon insanı temsilen eden bir yönetimin olmadığı yeni anayasa hazırlığından bir sonucun çıkmayacağını vurguladı. 

‘2254 SAYILI KARAR TARTIŞMALIDIR’

BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye konusundaki 2254 sayılı kararına işaret eden Ömer, şunları kaydetti: “Bu komitenin BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı ile oluşturulduğu söyleniyor. O dönem değişti. Bu karar alındığında muhalefet olarak adlandırdıkları kesim güçlüydü ve Suriye’nin yüzde 60-70 civarı onların elindeydi. Onlarca devlet onları destekliyordu. Fakat şu an öyle bir durum yok. Rejim güçlendiğini düşünüyor. Onun için BM 2254 sayılı Suriye kararı da tartışmalıdır. Bu nedenle yeni görüşmelerde de bir sonuç çıkmayacaktır. Ancak o komite gözden geçirildiğinde ve Suriye’nin tümünü kapsayacak bir şekilde ele alınırsa o zaman sorunun kaynağına daha gerçekçe yaklaşılmış olunur.” 

MA / Nazım Daştan