Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ev sahipliğinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin katılımıyla Soçi kentinde düzenlenen Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi başladı. "Suriye" konulu zirvenin temel gündemi İdlib. Türkiye ile Rusya arasında 17 Eylül 2018’de yine Soçi’de imzalanan mutabakat ile İdlib’te “güvenli bölgeler” oluşturulması kararlaştırılmıştı. Ancak geçen süre içerisinde Heyet Tahrir el Şam’ın bu gerilimi azaltma bölgelerinin tamamında kontrolü ele geçirmesi nedeniyle Türkiye, Rusya’nın eleştirilerine maruz kaldı. 

Zirvenin açılış konuşmasını yapan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "Suriye topraklarının neredeyse tamamında çatışmasızlık rejimine uyuluyor, şiddet olayları azalıyor. Bu, Astana sürecinin bir sonucu" dedi.

TÜRKİYE’YE ÜSTÜ ÖRTÜLÜ MESAJ! 

Suriye'nin anayasasını hazırlayacak komitenin çalışmalarını en yakın zamanda başlamasının çok önemli olduğunu belirten Rusya lideri, İdlib konusunda Türkiye’ye üstü örtülü mesaj verdi. Putin, "İdlib bölgesinde teröristlerin varlığına tahammül gösteremeyiz. Buradaki terör yuvasının yok edilmesine ilişkin adımları değerlendirmemizi öneriyorum" ifadesini kullandı.

Putin, Türkiye’nin operasyon tehdidinde bulunduğu Kuzey-Doğu Suriye Özerk Bölgesi’ne dair sorunların ise, “Bu ülkenin toprak bütünlüğü ve egemenliği temel kabul edilerek çözülmesi gerektiğini” vurguladı.

Yine yardıma ihtiyaç duyan yaklaşık 1 milyon Suriyeli sığınmacı olduğunu ve BM ile uluslararası toplumun Suriyelilere yardım edilmesi konusunda daha aktif bir biçimde rol almasını beklediğini söyleyen Putin, son olarak "Bugünkü görüşmemizin hem bize hem de Suriye'ye gerekli olan sonuçları getireceğinden eminim" dedi.

RUHANİ: RUSYA İLE SURİYE VE TÜRKİYE ARASINDAKİ DOSTLUĞUN TESİSİ İÇİN HAZIRIZ 

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de, konuşmasında Suriye'nin geleceğine sadece Suriyelilerin karar vermesi gerektiğini belirtti.

"Bütün teröristlerle mücadele edilmeli" diyen Ruhani, zirveye dair "Yabancı müdahale ve terör tehdidinden kurtulmuş Suriye'nin önemini görüştük, toprak bütünlüğünü vurguladık" diye  belirtti. Türkiye'nin endişelerini anladıklarını belirten Ruhani, şöyle devam etti: "ABD maalesef Suriye'de ve Irak'ta terör gruplarını koruyor. Terör yapılarını kullanarak amacına ulaşmaya çalışıyor. En iyi çözüm Suriye'deki merkezi hükümet olacaktır. Suriye ve Türkiye arasında yapılmış anlaşmalar, bu konuda atılacak adımlardan birisi olabilir. İran, Rus dostlarımızla birlikte Suriye ve Türkiye arasındaki dostluğun tesisi için çalışmaya hazırdır. Atılacak her türlü adımın Suriye'deki durumu karıştırmasından endişe etmekteyiz. Yeniden inşaya başlamak için çalışmalar başlatılmalı."

ERDOĞAN: SURİYE HALKI BİZDEN SEVİNDİRİCİ HABERLER BEKLİYOR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, “kritik bir dönemde çok kritik bir zirve yaptıklarını” ifade etti.

“8 yıldır silahların gölgesinde hayata tutunmaya çalışan Suriye halkı, bizden kalıcı siyasi çözüm yolunda sevindirici haberler bekliyor” diyen Erdoğan, “Bugüne kadar yaptığımız 3 toplantıda da beklentileri boşa çıkarmadık. Tüm sıkıntılara, provakasyonlara rağmen Astana ruhunu kararlılıkla muhafaza ettik. Altını çizerek ifade etmek isterim ki Astana platformu, Suriye'de akan kanın sona ermesi için en başarılı girişimdir" ifadelerini kullandı. 

'SURİYE HALKININ EN ZOR ZAMANLARINDA YANLARINDA OLDUK'

"Biz nasıl Suriye'de akan kanı durdurmak için mücadele veriyorsak, başkaları da çatışmaların sürmesi için gizli açık çalışıyor. Basiret, feraset ve uzlaşıyla hareket ederek şimdiye kadar bu çevrelere bekledikleri fırsatı vermedik" diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Özellikle şair Sadi Şirazi; 'hakiki dost saadet zamanında değil, sıkıntılı zamanında el tutan kimsedir' buyuruyor. Türkiye olarak biz de Suriye halkının en zor zamanlarında yanlarında olduk. Şu ana kadar 35 milyar dolar gibi bir yardımı biz mültecilere her alanda yapmış vaziyetteyiz. Komşumuz Suriye'nin bir an önce  huzuru, barışa, refaha kavuşması için elimizden geleni yaptık, yapmayı da sürdürüyoruz. Bugün bir kez daha umutlarını bu toplantıya bağlamış kardeşlerimize müjdeler vereceğimize inanıyorum."(Mezopotamya Ajansı/MA)