Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, VTB-Capital bankasının düzenlediği ‘Rusya Çağırıyor’ adlı yatırım forumunda Türkiye’ye S-400 sevk edilmesi için yapılan anlaşmanın ekonomik yanları hakkında açıklamalarda bulundu. Rusya lideri, S-400 anlaşmasının dolar üzerinden yapılmadığını söyledi.

Putin bir soruya yanıtında “(Türkiye’yle) askeri-teknik işbirliği alanında S-400 satışı için yaptığımız anlaşmayı hatırlatmama izin verin. Hesaplamaları dolar üzerinden yapsaydık, bunun tam olarak uygulanamayacağını biliyorduk. Bu yüzden başka bir yol düşündük. Satış her şeye rağmen gerçekleşti” dedi.

Dolar baz alınmadan yapılan anlaşmaların bu anlaşmaya özel olmadığını da belirten Rus lider Putin, “Bu her ürün için geçerli. Bu (Türkiye’ye S-400 satışının dolar üzerinden yapılmaması) herkesin ağzında olan örneklerden sadece biri” diye konuştu.

‘BİZ DOLARI DEĞİL TERK ETMİYORUZ, DOLAR BİZİ TERK EDİYOR’

Putin, doları silah olarak kullanmasının pek çok ülkenin dolar yerine yeni alternatifler aramaya itmiş olmasına ilişkin olarak da şunları kaydetti: “Bizim doları terk etmek gibi bir hedefimiz yok, dolar bizi kendiliğinden terk ediyor. Bu kararları (yaptırım kararları) alanlarsa artık ayaklarına değil, (vücutlarının) üst kısımlarına kurşun sıkıyorlar. Zira hesaplamaların dolar baz alınarak yapılmasında görülen bu istikrarsızlık dünyanın pek çok ekonomisinde, alternatif rezervler bulma ve dolardan bağımsız bir ödeme sistemi yaratma isteği doğuruyor.”

‘DOLARI TERK ETMEK ZORUNDAYIZ VE SİZİ TEMİN EDERİM BUNU YAPACAĞIZ’

“Doları terk etmek zorundayız ve sizi temin ederim bunu yapacağız” vurgusu yapan Rusya lideri şöyle devam etti: “(Dolardan uzaklaşma sürecinin yavaş ilerlemesi) hükümetlerin bunu istememesinden kaynaklanmıyor. Biz sadece kendimize zarar verebilecek çok sert bir şey yapmak istemiyoruz.”

Putin, Rus ekonomisinin mevcut durumuna ilişkinse şu değerlendirmede bulundu: “Krizler ve yapay olarak yaratılmış zorluklara (yaptırımlar, ticari kısıtlamalar) rağmen Rus ekonomisinin bu zorluklara adapte olduğunu, kendinden emin hissettiğini ve kendi iç gelişimi için yeni koşullar yarattığını söylemek yanlış olmaz.” (Sputnik)