Federe Kürdistan Bölgesi’nde KDP ile Ankara arasındaki ilişkiler derinleşirken eşzamanlı olarak KDP-PKK arasında gerilim artıyor. Başta Kürt halkı olmak üzere Kürt partileri birakujî yaşanmaması için PKK ve KDP’ye diyalog çağrısı yapıyor. KDP diyalog çağrılarına rağmen gerilimi sürdürürken, geçtiğimiz gün Türkiye’nin Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler’in de aralarında bulunduğu heyet, Bağdat ve Hewlêr’e geçti. Akar ve Güler, Mesut Barzani ve KDP yetkilileri ile görüşmeler gerçekleştirdi.

Kürt güçleri arasındaki gerilimi Federe Kürdistan’ın önemli aydın ve yazarlarından Mihemed Emin Pencewini Yeni Yaşam Gazetesi'nden Gülcan Dereli'in sorularını yanıtladı. Pencewini, devlet ile PKK arasında geçmiş dönemde arabuluculuk da yapmış saygın bir isim.

Son dönemde KDP ile PKK arasında gerilim yaşanıyor. Kürt kanaat önderleri, partiler, kurumlar ve halk diyalog çağrısı yaptı. Buna rağmen gerilim sürüyor. Sizce nedeni ne?

PKK ve PDK arasındaki çelişki eskiye dayanıyor. Aralarındaki bu çelişki siyasi, ideolojik ve fikridir. Bu çelişki 1992 savaşı ile başladı. 1992 savaşı, Türkiye’nin desteği ile Türkiye ve PDK’nin PKK’ye karşı gerçekleştirdiği savaştır. Bu tüm Kürtler ve davaları için büyük bir kayıptı.

Bu gerilimde bölge ülkelerinin -örneğin Türkiye’nin- etkisi var mı sizce?

Şu an ortaya çıkan krizin sebebi şu: Türk devleti, PKK’nin Güney Kürdistan, Kandil Dağı, Zagros Dağı ve kendi sınırındaki bölgelerden savaş, diyalog ya da herhangi bir yolla çıkartılması için tüm Güney siyasetini ve özellikle Güney Kürdistan hükümetine tehdit ve baskı uyguluyor. Herkesin bildiği gibi Türkiye’nin şu an Güney Kürdistan’da büyük bir askeri gücü bulunuyor. Güney Kürdistan’ın bir bölümü Türkiye tarafından işgal edilmiş durumda. Türkiye’nin Güney Kürdistan’da yaklaşık 24-25 askeri üssü var. Son günlerde aldığımız duyumlara göre Türkiye, Duhok’a büyük bir askeri güç getirmiş ve orada büyük bir askeri üs kurmuş. Türkiye tüm bu hazırlıklarla Kürtler arasında bir savaş geliştirmek istiyor. Türkiye şu an çok ciddi bir şekilde Kürtler arasında savaş çıkarmaya odaklanmış durumda. John Bolton’un Rudaw TV’ye verdiği röportajında söylediği gibi, Türkiye’nin Kürtlere karşı elindeki son kozu ve planı, Kürtler arasında bir savaş çıkmaktır.

KDP neden diyalog çağrılarına yanıt vermiyor? Amacı ne?

Doğrudur. Güney Kürdistan’da hatta tüm Kürdistan’da ve Kürdistan dışında çok sayıda aydın, yurtsever ve barışsever kişi, PKK ve PDK arasındaki sorun ve çelişkilerin diyalog yoluyla çözülmesi için girişimlerde bulundular. Biz de tüm siyasi güçlere, aydınlara, sanatçılara ve Kürdistani şahsiyetlere çağrıda bulunduk. Yaptığımız çağrının Güney Kürdistan’da önemli bir rolü oldu. Yaptığımız çağrıyı destekleyen büyük bir halk kitlesi, PKK ve PDK’ye sorunları diyalogla çözmeleri için çağrıda bulundular. Daha önce de bahsettim şöyle bir hakikat var: PKK ve PDK arasındaki çelişki, ideolojik, siyasi ve fikridir. Çünkü şöyle: PKK, Güney Kürdistan’da ne kadar güçlenirse PDK o kadar güç kaybeder. Aynı şekilde Bakur’da PDK ne kadar güçlenirse PKK o kadar güç kaybeder. Bu da siyasi-fikri bir ideolojidir ve sadece diyalog ile çözülür. Yaptığımız çağrıyla beraber Güney Kürdistan’daki tüm siyasi güçlerle ilişkiye geçtik. YNK, Goran, Newey Niwê (Yeni Nesil) ve İslamî güçlerin hiçbiri PKK ve PDK arasında bir savaş istemiyor, sorunun ya savaşsız ya da barış ve diyalogla çözülmesini istiyorlar.

Federe Kürdistan’da halk maaş ödenmemesi, yolsuzluk gibi gerekçelerle protesto yapıyor. Siz oradasınız. Eylemler neden patlak verdi?

Güney Kürdistan’daki protesto gösterileri ve eylemlerin asıl sebebi ekonomiydi. Milletin maaşını vermiyorlardı. Güney Kürdistan büyük bir ekonomik krizle yüz yüze kalmış durumda. Hükümetin parası yok ki memurların maaşları ödensin. Bunun da piyasa üzerinde büyük bir etkisi var. Daha sonra eylemler birçok bölgeye yayıldı. Eylemciler tüm siyasi partilere bağlı kurum ve kuruluşlara saldırdılar, bazılarını yaktılar. Bu doğru değildi, eylemcileri kötü gösterdi. Eylemciler arasında tüm güçler vardı, tüm siyasi çevreler vardı, halk vardı. Dediğim gibi hükümet kurumlarını yakmak doğru değildi. Güney Kürdistan hükümeti büyük bir ekonomik krizle yüz yüzedir, ondan ekonomik sorunları çözemiyor. Çünkü merkezi hükümet (Bağdat hükümeti) Kürdistan hükümetinden petrol dosyasının iadesini ve sınır gümrük kazanç dosyasını istiyor. Şu ana kadar Bağdat hükümeti ve Kürdistan hükümeti, bu iki dosya (petrol ve gümrük dosyası) konusunda anlaşmış değiller. Genel anlamıyla Kürdistan Bölgesi ve Irak büyük bir ekonomik kriz yaşıyor ve bu durum daha da kötüleşerek kaosa doğru evriliyor. Bundan dolayı siyasi sistemlerin daha da kötü olacağı görünüyor.

KDP bu protestolar nedeniyle PKK’yi suçladı. Sizin gözlemleriniz neler?

Çözüm nedir? Çözüm, Güney Kürdistan’daki tüm siyasi güçler arasında bir diyaloğun oluşması ve tek sesle Bağdat’a gidip Irak hükümeti ile anlaşıp bütçe ve ekonomi sorunlarını çözmeleridir. Bunu yapmasalar, durum daha da kötü olacaktır.

Şengal’e yönelik yapılan anlaşma hakkında ne düşünüyorsunuz? 73 fermana maruz kalmış Êzidîler yeni bir saldırı ile yüz yüze. Êzidîlerin kendilerini yönetmesi neden Irak ve KDP’yi rahatsız etti? Bunda Ankara ve ABD’nin etkisi ne?

Şengal’e dair merkezi Irak hükümeti ve Kürdistan hükümeti arasında yapılan anlaşma ve ittifak Türkiye’nin bilgisi ve isteği dahilinde oldu. Türklerin hedefi, o bölgede PKK’ye bağlı var olan herhangi bir gücün oradan çıkarılması ve o bölgenin yönetimini, idaresini merkezi hükümete devredilmesidir. Bu Kürt tarafı için büyük bir zarardır. O anlaşmaya göre Şengal, Irak hükümetine ve Haşdi Şabi’ye bırakılacak, bölgede bulunan Kürt güçleri bölgeden çıkarılacak. Bu durum Êzidîlerin başka bir katliamla, fermanla yüz yüze bırakılmasına sebep olacaktır. Bilindiği gibi IŞİD’in Irak ve Suriye’de eylemleri devam ediyor. Şengal’in Irak’a bırakılması, Êzidîleri tekrar radikal İslamî güçlerin ve IŞİD gibi oluşumların hedefine koymaktır. Bu durum Êzidîleri yeni katliamlarla yüz yüze bırakabilir.

Çözüm diyalogdur

Kürtlerin birliğinin sağlanması için ne yapılmalı? Burada görev kimlere düşüyor?

Çözüm, PKK ve PDK arasındaki sorunların diyalogla çözülmesidir. Daha önce de bahsettiğim gibi bu savaşı Türkler istiyor. Böyle bir savaşın gelişmesi Türklerin Kürdistan’a daha fazla güç yığdırmasına bahane olacaktır. Türkiye’nin hedefi PKK ve PDK arasında olası gelişecek bir savaşı bahane ederek Kürdistan’daki tüm bölgeleri kontrol etmek özellikle petrol gibi, gaz gibi yer altı ve yer üstü doğal kaynakların olduğu bölgeleri kontrol etmektir. Dediğim gibi PKK ve PDK arasındaki sorunların çözülmesi için tek yol savaş değil diyalogdur.

Kaynak: Yeni Yaşam Gazetesi / Gülcan Dereli