Türkiye’nin, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları devam ederken, önceki gün Silahlı İnsansız Hava Aracı’nın (SİHA) Kobanê’de bir eve düzenlediği saldırıda 5 kişi yaşamını yitirdi, 4 kişi de yaralandı. ANHA’ya konuşan Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanlık Komitesi Üyesi Salih Müslim, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik devam eden saldırılar konusunda uyarılarda bulundu. 

‘BÜYÜK MÜCADELE VERMELİYİZ’

Kobanê’ye yönelik saldırının Türk faşizminin son halkası olduğunu kaydeden Müslim, “Yurttaşların hedef alınması vahşeti ortaya koyuyor. Genel olarak yapılan saldırılara baktığımızda bir konseptin devrede olduğunu görüyoruz. Zirgan ve Kobanê’ye yönelik saldırılar, Şam hükümeti ve Başûrê Kürdistan tarafından Kuzey ve Doğu Suriye’nin kuşatmaya alınması birbirinden bağımsız değildir. Bunlar bölgenin teslim alınması amacıyla yapılıyor. İşlenen suçlar konusunda yaptığımız şikayetlerin hiçbir faydası olmuyor. Kendi tedbirimizi almak zorundayız. Örgütlenmeli ve ajanlara karşı son derece dikkatli olmalıyız. Aynı zamanda saldırılara karşı büyük bir mücadele vermeliyiz” dedi.

TESLİMİYETİ DAYATIYORLAR

Saldırıların Astana görüşmelerine denk gelmesine de dikkat çeken Müslim, “Kuzey ve Doğu Suriye’yi teslim almayı amaçlayan Astana görüşmelerinin gerçekleşeceği bir dönemde yapılan saldırılar bu konudaki kararlılıklarını gösteriyor. Bunlar çözümden yana değiller. Çözüme karşılar. Bizim dışımızda hiç kimse Astana’ya karşı çıkmıyor. Lavrov (Rusya Dışişleri Bakanı) açıklama yaparken, Kürtler ne istiyor, diyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de Ermeni, Süryani, Arap ve Kürtlerin içinde bulunduğu bir yönetim modeli var. Neden, Özerk Yönetim ne istiyor, diye sormuyor da Kürtleri tek soruyor? Burada Kürtleri köşeye sıkıştırma isteği var. Bize Şam hükümetine teslim olmayı dayatıyorlar. Burada o kadar büyük bedeller ödendi. Bunca şeye rağmen kalkıp Şam hükümetine teslim olmak kabul edilebilir bir şey değildir” değerlendirmesinde bulundu

GARANTÖR GÜÇLER 

Devam eden saldırılar karşısında bölgede bulunan sözde “garantör” güçlerin tutumunu eleştiren Müslim, “Hiç kimse ciddi bir tavır ortaya koymuyor. Avrupalı devletlerin uçakları ve silahlarıyla yurttaşlar hedef alınıyor. Kimse, bu silahlarla yurttaşları hedef alma, demiyor. Sadece çıkarlarını gözetiyorlar. Bu nedenle biz kendi tedbirlerimizi almak zorundayız. NATO sözleşmelerinde sivillere zarar verilmemesi gerektiği açıkça belirtiliyor. Zirgan’a yönelik saldırılar NATO sözleşmelerine aykırıdır. NATO kuruluş esasına göre hareket etmelidir. Türk devletinin yaptıkları insanlık dışı vahşettir. Bir devlet terör suçları işliyor ve diğer devletler de izliyor” diye ekledi.

‘BÖLGEYİ BOŞALTMAK İSTİYORLAR’

SİHA’larla yapılan saldırıların halka korku salma amacı olduğunu dile getiren Müslim, “Bölgeyi boşaltmak istiyorlar. Türk devleti burada Osmanlı’yı yeniden canlandırmak istiyor. Erdoğan, Abdülhamit’in yaptıklarını taklit ediyor. Osmanlı devleti de aynı siyaseti güdüyordu. İşgal ettiği yerlerde yeniçeriler eliyle talan ve hırsızlık yapıyordu. Bugün Osmanlı terörizminin yeniden ortaya çıktığını görüyoruz. Uluslararası güçler de bunu görmesine rağmen hiçbir şey yapmıyor. Türk devletinin yıllardır süregelen bir zihniyeti var. Bu ‘en iyi Kürt ölü Kürt’tür’ söylemiyle somutlaşmıştı. Bugün onlara ajanlık yapan Kürtlere de bir gün sıra gelecektir. Bugün iyi Kürt’ü öldürenler yarın sıra geldiğinde kötü Kürt’ü de öldürecektir. Tarihte bunun örnekleri çoktur” şeklinde konuştu.

‘ÖRGÜTLÜ HALK İRADELİDİR’

Kürt halkına teslimiyet dayatıldığını söyleyen Müslim, “Teslim olmak ölmek demektir. Örgütlü halk iradelidir. Kendi ayakları üzerinde yürür. Kimseye teslim olmaz. Bu inançla örgütlenmeye devam etmeliyiz. Örgütlenerek Türk faşizminin sonunu getirebiliriz” ifadelerini kullandı.

SURİYE’NİN EGEMENLİĞİ

Türk devletinin Suriye’nin egemenlik haklarını ihlal ettiğine değinen Müslim, “Şam hükümeti dünyanın farklı bir ülkesinde bir katliam yaşandığında kalkıp kınama mesajı yayınlayabiliyor. Ancak Kuzey ve Doğu Suriye’de Türk devletinin yaptığı hiçbir katliamı kınamadı. Buranın Suriye toprağı olduğunu unutuyor. Egemenliğini korumak için hiçbir şey yapmıyor. Buyursunlar gelsinler birlikte oturup Suriye’nin egemenlik haklarını korumak için ne gerekiyorsa yapalım. Aynı evde yaşıyorsak evimize yönelik her türlü saldırıya karşı ortak hareket edebiliriz” çağrısında bulundu.

‘DAİŞ DARBE YİYOR, MİT HOPLUYOR’

MİT ile DAİŞ arasındaki işbirliğine dikkat çeken Müslim, “Kuzey ve Doğu Suriye’de DAİŞ varken, MİT ortalıkta çok görünmüyordu. Çünkü bütün kirli işlerini DAİŞ üzerinden yürütüyordu ki MİT zaten DAİŞ’in kendisidir. DAİŞ hareket edemez hale geldiğinde MİT ortaya çıkıyor. DAİŞ’i hücre yapılanmalarıyla yeniden örgütlüyor. Nerede DAİŞ darbe yese orada MİT hopluyor. MİT ve DAİŞ arasında hiçbir fark yoktur” dedi.(MA)