Susam dik büyüyen tek yıllık bir bitkidir. Gelir kaynağının yüksek olduğu susam, Kuzey ve Doğu Suriye’nin birçok bölgesinde yetiştiriliyor. Anavatanı ise Afrika’dır. Sıcaklığı çok seven bir yağ bitkisi olan susam, kumlu, killi ve alüvyal toprakları seven bir bitki türüdür. Kuzey ve Doğu Suriye’de buğdaydan sonra ekimi yapılan susam, çimlenme gücü yüksek, çıkış gücü ise zayıf bir bitki olduğundan, ekimin mutlaka nemli ve ısının yüksek olduğu ortamlarda yapılması gerekir. 

Susamın faydaları ve zararları

Susamda diğer besinler gibi faydaları ve zararları olan bir bitki. Kan basıncını dengelemekle beraber, sık tüketildiği zaman kalp rahatsızlıklarını önler, kemik sağlığına destek olur, ruh sağlığı problemlerini olumlu şekilde etkiler. Göz sağlığına faydalı, astım türü rahatsızlıkların olumsuz etkilerini azaltan, metabolizmayı güçlendiren, tansiyon ve kolesterolün düşürülmesine yardımcı olan susam, diş eti ve dişleri güçlendirir. İçerisinde bulunan demir oranı sayesinde kan rahatsızlıklarına karşı olumlu bir etkisinin yanı sıra,  yüksek oranda lif içerdiğinden boşaltım sisteminin daha iyi çalışmasını destekler. Susam, keratin etkisiyle saç tırnak sağlığı için de etkilidir. Ancak susam, hassas bünyelerde oluşturduğu alerjik semptomlardan kaynaklı baş dönmesi, tansiyon sorunları ve ciltte kızarıklar gibi belirtilere de neden olur. 

Susamı toplama zamanı

Bitkilerin yaprak ve kapsüllerinin sararması, yaprakların kısmen dökülmesi, çiçeklenmenin durması, alt kapsüller elle kırıldığı zaman tohum renklerinin beyaz tanelilerde koyu sarı, kahverengi tanelilerde açık kahverengiye dönüşmesi bitkinin toplanma zamanının geldiğini gösterir. Susam bitkisinin toplanması elle yapılır. Elle sökülen bitkiler gelişmelerin bir süre daha devam ettireceği için 10-25 bitki bir arada bağlanarak, tabanı düz ve temiz bir yerde toplanarak üç köşe şeklinde kökleri aşağıda olarak demetler şeklinde dizilir. Kuzey ve Doğu Suriye alanlarında ayrıştırma makineleri olmadığı için elde edilen tohumlar uygun bir şekilde ayrıştırılarak eleklerden geçirilir. Tahinin hammaddesi olarak da bilinen susamın Kobanê Kantonu’nda ekimini yapan ve işçiliğini yapan Semse Hemêdaş ve Şiha Ewad susam mevsimini anlatıyor.

‘Makineler olmadığı için elle topluyoruz’

Qine’ye bağlı Hemedaş köyünden olan Semse, yaz mevsiminde susam tarlalarını hazırladıklarını, serpme işlemiyle susam ekimi yaptıklarını dile getirerek, “Bölgenin birçoğu tarlalarında susam ekimi yaparlar. Bölgemiz Fırat suyuna yakın olduğundan kaynaklı tarım bakımından elverişlidir. Aynı zamanda hayvan çiftçiliğini de yapıyoruz. Susam tarlalarını ilk önce suluyoruz. Sonra ekimini yapıyoruz. Susamlar büyümeye başlayınca tarlada çıkan otları temizlemek için birkaç hafta beraber çalışıyoruz. Sulama ve temizlemeden sonra susamlar çiçeklerini verir. O dönem tarlaların içine girmiyoruz. Ta ki olgunlaşmaya başlayıp çiçeklerini dökene kadar. Ekim ayının başı ve eylül ayının sonlarına doğru artık toplamaya başlıyoruz. Alanımızda makineler olmadığı için elle toplarız. Kimisi elle toplar, kimisi bahçeyi sulayıp toprak yumuşak olduktan sonra toplamaya başlar” diyor.

‘Susamları üç elekten geçiriyoruz’

Susamları topladıktan sonra kökleri aşağıda demet demet birbirine dayandırarak üç köşe şeklinde aralıklı bir şekilde dizdiklerini söyleyen Semse, bu şekilde daha çabuk kuruduğunu da belirterek, sonraki süreci şöyle paylaşıyor: “Bahçelerde susamlar kuruduktan sonra ya traktör ya da büyük kamyonlara doldurup evin avlusuna serpip, ailece oturup ayrıştırıyoruz. İlk önce yere bir çadır serip, susamları silkeliyoruz. Elle ayrıştırdığımız için üç elekten geçiriyoruz. İlk önce büyük elek, sonra orta elek ve en son en ince elekten geçiriyoruz. Bütün işlemler bittikten sonra çuvallara koyup satıyoruz. Susamların birçok faydası da vardır. tahinde, yağ elde etmede, tatlı ve çörek çeşitlerinde kullanılıyor. Aynı zamanda doygunluk hissi de veriyor. Burada kahvaltıda kullandığımız zexter için de kullanılıyor. Susamın odun saplarını ateş yakmak için kullanırken, diğer ot çeşidini de kışın hayvanlara yem olarak veriyoruz.”

`Şarkı söyleyerek yorgunluğumuzu unutuyoruz’

Sirrin’in Qadiri beldesinden olan Şiha Ewad da her mevsimde tarla işçiliği yaptıklarını özellikle susam zamanında tarlalarda çalıştıklarını dile getiriyor. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle her mevsim ailece tarlada çalıştıklarını ifade eden Şiha, işin zorluklarını anlatıyor: “Susam tarlalarında çalışmak en zor iştir. Susamlar elle toplandığı için ellerimizde nasır ve yaralar oluşuyor. Bazen çocuklarımız da bize yardım ediyorlar. Çocuklar oluşan yaralardan kaynaklı zorlanmalar yaşıyorlar. Sabah saat 7’de işe başlayıp 4’e kadar çalışıyoruz. Bahçeler temiz olmayınca elimizdeki yaralar daha da artmakta ve çalışmakta zorlanıyoruz. Zorlandığımızı ve yorgunluğumuzu hissetmemek için çalışma esnasında şarkı söyleyip, birbirimizle şakalaşıyoruz. Biz çalışırken yanımızdaki küçük çocuklarımızda bahçede oynuyorlar. Her çalışmanın zorlukları var. Fakat gelir kaynağımız için de çalışmak zorundayız.”

jinnews Haber Ajansı