ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun, 23 Ekim’de Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Zohrab Mnatsakanyan ile Washington’da ayrı ayrı görüşmesinden de ateşkes çıkmadı. Azerbaycan ittifakı ilerlemeyi sürdürünce Artsakh (Dağlık Karabağ) Savaşı devam etti. Azeri güçler “Laçin koridoru” denen Laçin bölgesini ele geçirip Ermenistan ile Artsakh-Dağlık Karabağ arası bağlantıyı kesmek istiyor. Azerbaycan Savunma Bakanlığı açıklamasına göre Ağdere, Hocavend, Fuzuli, Hadrut, Gubadlı ve Laçin yönlerinde çatışmalar değişen yoğunlukta sürdürüldü. AKP-MHP havuz basını Azeri ittifakının öncü birliklerinin Laçin koridoruna 10 km mesafeye kadar ilerlediğini iddia etti.

Ermeni Haber Ajansı haberine göre Artsakh’in başkenti Stepanakert’te (Hankendi) sivil alanların “Smerç” çok namlulu roketatar sislemlerinden açılan ateş sonucu hasar gördü. Habere göre şehrin semtlerinden birinde müstakil evler, arabalar ve farklı tesisler zarar gördü. Martuni bölgesine bağlı Karmir Şuka (Kırmızı Pazar), Tağavard, Gişi, Spitakaşen ve Askeran bölgesine bağlı Avetaranots köylerinin ateş altına alındığı kaydedildi. Yine habere göre Rus askeri muhabiri Semyon Pegov’un yönettiği “Wargonzo” telegram kanalı, bin 200 kişinin daha Türkiye’den Azerbaycan’a transfer edildiğini iddia etti.

Ermenistan Savunma Bakanlığı Basın Sözcüsü Şuşan Stepanyan ise resmi Facebook sayfasından cephe hattının güney bölgesinde Artsakh güçlerinin Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’ne ait özel kuvvetler timini 9 birim askeri teçhizat ile birlikte tamamen yok ettiğini iddia etti. Açıklamada bir Azerbaycanlı asker esir alındığı ve ameliyat edildiği kaydedildi. Mnatsakanyan ABD görüşmeleri sırasında, “Azerbaycan tarafının saldırganlığı Türkiye’nin doğrudan müdahalesiyle, doğrudan askeri teknik desteği, bölgeden askeri teröristlerin ithal edilmesiyle gerçekleşiyor” demişti.

Kurdistana Sor: 1923-1929

Türkiye destekli Azerbeycan ordusunun ele geçirmeye çalıştığı Laçin bölgesi’nde SSCB Lideri Vladimir İlyiç Ulyanov yöneyimi döneminde 21 Temmuz 1923’te Güney Kafkasya’da Kızıl Kürdistan (Kurdistana Sor, Kurdistansky uyezd) kurulmuştu. Kızıl Kürdistan’ın başkenti Piricahan ve Laçin olmuştu. Kürt nüfusunun yoğun olduğu Laçin, Zengilan, Piricahan, Karıkışlak, Kelbajar (Kelbecer), Qubadli (Kubatlı), Koturli, Zar, Jajik, Kürthaci ve Murathanlı Kızıl Kürdistan’a bağlı yerleşimlerdi. Laçin ve Kelbajar’ın ise tamamına yakınının Kürt olduğu kaydediliyordu.

1926 nüfus sayımına göre 51 bin 200 kişi Kızıl Kürdistan bölgesinde yaşıyordu, nüfusun 73.1’i Kürt idi. Josef Stalin yönetimi Ankara’nın da etkisiyle 8 Nisan 1929’da aldığı ani kararla Kızıl Kürdistan’ı lağvetmişti. Kurmanci lehçesiyle konuşan bölgedeki Kürtler asimile edildi. Kürtler birçok bölgeye sürüldü ya da farklı şekillerde göç etmek zorunda bırakıldı. Kafkaslarda’ki Kürtler Rusya, Ermenistan, Gürcistan, Nahçıvan, Azerbaycan’da dağınık halde yaşıyor. Ermenistan ve Gürcistan’daki Êzidî Kürtlerin ise dillerini, kimliklerini koruduğu kaydedilrken; Azerbaycan’da Kürtlere Türklük dayatılmasının dinin de etkisiyle derinleştiği ve asimilasyonun etkili olduğu kaydediliyor. Ruslara karşı “biz din kardeşiyiz” propagandası, iş arayan Kürtlerin pasaportundaki “Kürt” ibaresi yerine “Azerbaycan” yazılması halinde çalışabilecekleri yönündeki politikanın asimilasyonda etkili olduğu belirtiliyor. Kürt araştırmacı Hejare Şamil bir süre önce “Azerbaycan, Kızıl Kürdistan kelimesini duymak bile istemiyor” ifadesi kullanmıştı.(Yeni Yaşam Gazetesi)