Queen Mary Londra Üniversitesi’nde görev yapan Orta Doğu uzmanı ve akademisyen Christopher Philips, Middle East Eye adlı sitede yayımlanan makalesinde Amerikan ordusunun Suriye’de kalıcı olmadığını ve bir süre sonra bölgeden çekileceğini iddia etti. ABD’nin özellikle Çin’e karşı mücadeleyi esas aldığını ileri süren akademisyen Philips şunları yazdı: “Biden IŞİD’e karşı mücadele sözü vermiş olsa da, aslında Suriye ile yeterince ilgilenen biri değil. Barack Obama döneminde başkan yardımcısı iken de Suriye savaşına geniş bir katılım gösterilmemesinden yanaydı.” 

BİDEN’A FAZLA GÜVENİLMEMELİ

Afganistan’dan çekilen ABD yönetiminin Suriye’de izleyeceği politikaya şüpheyle bakılması gerektiğini ima eden Philips, şu öngörüde bulunuyor: “Beyaz Saray, Suriye’de benzer bir geri çekilişin olmayacağı konusunda Kürt öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) hızlıca bir güven vermeye çalıştı.  ABD Başkanı Joe Biden’e gerçekten güvenilebilir mi? Trump da 2019’dan önce, yani güçlerinin yarısını geri çekmeden ve Türk saldırısına yeşil ışık yakmadan önce Kürtlere benzer güvenceler vermişti.” 

CİHATÇILARLA ‘OFFSHORE’ MÜCADELE

Biden yönetiminin Afganistan’dan çekilmesini ve AUKUS güvenlik paktını imzalamasını strateji değişikliği olarak yorumlayan Christopher Philips, asıl amacın Çin’in ilerleyişine “ket vurmak” olduğunu belirtiyor. Philips, ABD’nin bundan sonraki süreçte “sonsuz savaş (forever war)” ve “terörle mücadele” kavramlarında farklı formülasyonlar geliştireceğini iddia ediyor. Buna göre Biden yönetimi, cihatçı örgütlerle “offshore” yani uzaktan bir mücadele yürütecek. 

‘ASKER BULUNDURMAK ARTIK GEREKSİZ’

Cihatçılarla offshore mücadele taktiğinin Suriye’de de uygulanabilir olduğunu düşünen Philips’e göre ABD, DAİŞ’in yeniden dirilişini engellemek ve Esad’ı petrolden yoksun bırakmak için Suriye topraklarında asker bulundurmayı artık gereksiz görüyor. Bu konuda Philips, şöyle bir değerlendirmede bulunuyor: “Biden IŞİD’e karşı mücadele sözü vermiş olsa da, aslında Suriye ile yeterince ilgilenen biri değil. Barack Obama döneminde başkan yardımcısı iken de Suriye savaşına geniş bir katılım gösterilmemesinden yanaydı. Üstelik şu sıralar Esad’a karşı daha yumuşak bir tutum alacağına dair ipuçları var…” 

KABİL BİTTİĞİ AN SURİYE’DEN ÇEKİLME

Her şeye rağmen ABD’yi bir süreliğine Suriye’de tutacak bazı saikler olduğunun altını çizen akademisyen Philips, ilk şartı şöyle yorumluyor: “Biden, Afganistan konusunda kamuoyuna karşı bir meydan okumuştu. Bundan dolayı yakın zamanda müttefiklerinden birini kaybetmeyi ve olumsuz bir baskıya maruz kalmayı göze almayacaktır. Bu şu demektir, Biden Suriye’den çekilme konusunda istekli olmasına rağmen, bu isteğini ancak Kabil sonrası eleştiriler bittikten sonra yerine getirecektir.”

BİDEN İÇ SİYASETTE BASKI GÖRMÜYOR

Philips’in ilgili makalesinde ikinci şart olarak Suriye’deki operasyonun Afganistan kadar maliyetli olmadığı, sadece 900 ABD askerinin SDG’ye yardım ettiği ve Suriye’deki çatışmaların eskiye oranla oldukça azaldığı düşünülüyor. Yani ABD, burada önceki yıllara nazaran daha az kayıp veriyor ve şu anki hükümet, çekilme konusunda iç siyasette fazla bir baskı görmüyor. 

‘TÜRKİYE ABD’NİN ÇEKİLMESİNİ ÇOK İSTİYOR’

Christopher Philips’e göre ABD’nin Suriye’deki pozisyonu bölgesel dinamiklerin taleplerine de bağlı. Her güç, Suriye üzerinden farklı plânlar gerçekleştiriyor. İngiliz akademisyen şu değerlendirmeyi yapıyor:  “Bir de bu işin uluslararası boyutu var. Bölgede kilit konumdaki müttefikler, özellikle İsrail ve Suudi Arabistan, İran’ın ilerleyişini durdurmak için ABD’nin Suriye’nin doğusunda kalmasını istiyor. Ancak diğer müttefik Türkiye, SDG’yi rahat rahat ezmek için ABD’nin bölgeden çekilmesini çok istiyor…”

MA / İsmet Konak