Birleşmiş Milletler (BM) Paralı Askerlerin Kullanımına ilişkin Çalışma Gurubu üyeleri Chris Kwaja, Jelena Aparac, Lilian Bobea, Ravindran Daniel ve Sorcha MacLeod, 9 Kasım tarihinde Azerbaycan ve Ermenistan arasında Dağlık Karabağ üzerine yapılan anlaşma ile ilgili açıklama yaptı. Açıklamaya BM Düşünce ve İfade Özgürlüğünün Geliştirilmesi ve Korunmasıyla İlgili Özel Raportör Irene Khan ve İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezalarla ilgili Özel Raportör Nils Melzer de  destek verdi. 

 ‘ÖLÜRLERSE AKRABALARINA TAZMİNAT VE TÜRK VATANDAŞLIĞI’

Uzmanlar, Azerbaycan Hükümeti'nin, Türkiye'nin de yardımıyla, Dağlık Karabağ çatışma bölgesindeki askeri operasyonlarında hem cephe hattında hem cephe gerisinde Suriyeli savaşçılar kullandığına dair çok sayıda rapor mevcut olduğunu hatırlatarak, Suriye’deki mevcut ekonomik durum göz önüne alındığında, buradaki savaşçıların özel çıkarlar üzerinden motive edildiğini belirtti. Uzmanlar söz konusu savaşçılara ölmeleri durumunda akrabalarına maddi tazminat ve Türk vatandaşlığı sözü verildiğini ifade etti.

Karabağ’da kullanılan savaşçıların, Paralı Askerlerin Kullanımı ile ilgili Uluslararası Sözleşme ve ilgili uluslararası hukuk belgelerinde belirtilen paralı asker tanımıyla tutarlı göründüğünü belirten Çalışma Grubu Başkanı Chris Kwaja, ellerindeki raporların Türkiye'nin, bazıları Suriye Ulusal Ordusu'na bağlı silahlı gruplardan oluşan Suriyeli erkekleri Azerbaycan'a transfer ettiğini gösterdiğini söyledi. 

‘TÜRKİYE’NİN ROLÜ ENDİŞE VERİCİ’

Kwaja devamla şöyle konuştu: “Türkiye’nin bu bağlantıları ve bu noktadaki rolü, bu yılın başlarında çalışma grubunda gelen ve Libya’da da benzer şeylerin yaşandığına dair raporlar göz önüne alındığında çok endişe vericidir”. Kwaja, Ermenistan’ın da paralı asker kullandığına dair iddiaların kendilerine ulaştığını, söz konusu askerlerin uluslararası sözleşmeye uygun olup olmadığını araştırdıklarını söyledi.

‘SİVİL KAYIPLARA DAİR ÇOK FAZLA RAPOR VAR’

Çatışmaların başladığı 27 Eylül 2020'den ateşkese kadarki süreç zarfında Çalışma Grubu’nun Dağlık Karabağ’daki çatışma bölgesi ve çevresindeki sivil yerleşim alanlarına yönelik kasıtlı ve gelişigüzel saldırılar yapıldığına dair endişe verici derecede raporlar geldiğini kaydeden Kwaja, “Çocuklar da dahil olmak üzere artan sayıda sivil can kaybına yol açan çatışmalara ilişkin raporların artması endişe vericidir.  Çatışma sürecinde okullar ve hastaneler de dahil olmak üzere sivil mülklere ve altyapıya önemli ölçüde zarar verildiğine dair geniş çaplı raporlar mevcut. Öte yandan gazetecilere yönelik saldırılar da gelen raporlarda yer almaktadır” dedi.

SURİYE’DE SAVAŞ SUÇU İŞLEYENLER AZERBAYCAN’DA’

Kwaja, Azerbaycan'a konuşlandırılan Suriyeli savaşçıların, aynı zamanda Suriye'deki çatışma sırasında savaş suçları ve ciddi insan hakları ihlalleri ile suçlanan silahlı gruplarla ve kişilerle bağlantılı olduğunun iddia edilmesi daha da endişe verici bir durum olduğunu belirterek, “Cezasızlık döngüsünü sürdürmek ve uluslararası hukukun daha da ihlal riskini daha da arttırmaktadır” diye konuştu.

‘TÜRKİYE VE AZERBAYCAN’A KAYGILARIMIZI İLETTİK’

BM İnsan Hakları Uzmanları, tarafları ve onları destekleyen devletleri, paralı askerleri ve ilgili aktörleri derhal bölgeden geri çekmeye ve onları bir daha fazla işe almama, finanse etmeme ve herhangi bir yere yerleştirmeme çağrısında bulundu.  Uzmanlar söz konusu iddialarla ilgili endişelerini doğrudan Azerbaycan ve Türkiye hükümetlerine ilettiklerini ve Suriye hükümetini bilgilendirdiklerine sözlerine ekledi.(MA)