İSHAK KARA -  / VAN

Van ‘da yaşanan depremler sonrasında. Depremin yaşandığı 23 Ekim 2011 tarihinden günümüze kadar küçümsenmeyecek çalışmalar yürütüldü.

 
Depremlerin yarattığı hasarlar büyük olunca telafisi de ağır oldu.
Van’ın yeniden ayağa kaldırılması adına yürüten çalışmalarda çok şey söylendi. Vaadler yapıldı, sözler verildi. tüm bunlar olurken merkezi iktidar, yerel iktidar, sivil toplum kuruluşları, demokratik kitle örgütleri ve diğerleri depremin yaralarının sarılması için çalışmalar yürüttüler. her ne kadar depremin ilk günlerinde merkezi iktidar kendini diğer dinamiklerin dışında tutmak istediyse de gün oldu ortak bir konseptte çalışma yürütme zeminleri de yaratıldı.
Deprem sürecinde birileri çok konuşarak gündemde kalmaya çalışırken birileri de vardı ki polemiklerden uzak durarak Van halkının yanında acılara derman olmaya çalıştı.
BDP Van il başkanı AV. Cüneyt Caniş’te bunlardan biriydi.
Caniş altı aylık deprem sürecinde en az konuşanlardan biri oldu. Basından uzak durmaya çalıştı ya da bizlere öyle yansıdı.
Baskalenews olarak, Van yerelinde iktidar olan BDP’nin iki dönemdir il başkanlığı görevini yürüten ve zorlu bir süreç yaşanmasına rağmen siyasi arenada başarıyla çıkmayı başaran AV. Cüneyt Caniş ‘e mikrofonlarımızı uzattık.
Caniş ile yaptığımız röportajda Av. Caniş, Van’da  gündem yaratacak açıklamalarda bulundu.BDP Van il başkanı  ile yaptığımız detaylı röportajı siz Van kamuoyuyla paylaşıyoruz. 

 
DEPREM, VİCDANIMIZLA MUHASEBENİN ADIDIR
Gündemimiz hala deprem olduğuna göre oradan başlayalım mı?
Evet, maalesef öyle
Her şeyden önce yaşanan felaketten dolayı yaşamını yitirenler oldu. Onların ailelerine başsağlığı dileyerek başlamak istiyorum. Yaralı olan ve evleri yıkılanlara büyük geçmiş olsun diyorum.
Çok ciddi bir felaket atlattık. Buda yetmedi artçılarla devam etti. Yani sözün kısası deprem büyük tahribat yarattı.
Yerel iktidar olarak depremin sizdeki yansıması nasıl oldu?
-Açıkçası siyasal anlamda bu depreme ne kadar cevap olduk veya olamadık. İç tartışmalarını samimi bir şekilde dile getirdik. İç tartışmalarımızı devam ettirdik. Topyekun hem siyasal parti anlamında hem yerel yönetimler anlamında eksikliklerimiz nedir ne değil, bunları iç tartışmalarımızda bazen birbirimizi rahatsız ederek ortaya koyduk. Mevcut duruma bakıldığında bir defa depremzede olmuş bir yerel yönetim ve siyasal partiden bahsediyoruz. Çünkü şuan çalışmalarımızı devam ettirdiğimiz fiziki ortamdan bu kendini açık ortaya koyuyor sizinde gördüğünüz gibi çadırda siyasal faaliyetlerimizi devam ettirmeye çalışıyoruz. Bu depremde biz hiçbir zaman AKP hükümetini ya da AKP devletini belden aşağı vurma gibi bir gayret içine girmedik.
 
Parti organlarınızın AKP için sıkça dile getirdiği bir söylemdi bu. AKP’nin sizi rahatsız eden söylemi neydi?
-   Akp’nin öncüleri her zaman bir şekilde ya direk belediye başkanımızı ya direk bizleri, partimizi hedef göstererek böylesi bir tutum ve davranış geliştirdiler. Belediye başkanımız mevcut kriz koordinasyonun doğal bir üyesi olmasına rağmen.  AKP iktidarı Van halkının yüksek iradesiyle seçilen belediye başkanını bu koordinasyonun dışında tutarak yıpratmayı amaçladılar.
İl dinamikleriyle yapılan kimi sempozyum, çalıştay ve toplantılarda sizlerde vardınız bunu nasıl açıklayacaksınız?
-Başbakanın gelmesiyle birlikte belediye başkanımızın belediyemizin çalışmalar dışında tutulmuş olması sadece belediye kendi işini yapsın yaklaşım bu çalışmaları başta ortaklaşmayı bertaraf etti. Son dönemlerde belediye başkan yardımcılarımız imar konusundaki protokol gereğince bir ortalaşma içine girdiler.
Yaratılan kutuplaşmanın faturasını Van halkı çekmedi mi?
Öncesinde geçmiş 4-5 ay değerlendirdiğimizde bizce iç açıcı bir durum yoktu. Bu durum Van ve Van halkı için kabul edilir bir durum değildi. Hem bizler açısından hem mevcut iktidar açısından kabul edilecek bir durum değildi. Biz bunu söylerken bunu da açık dile getirdik samimiyetle dile getirdik. “Siyasal polemiklerden arınmış yeni bir kent ve yeni bir Van inşası için üzerimize düşen neyse önyargılarımızdan arınmış bir şekilde ama mevcut siyasal iktidarında eksiklerini dile getirerek ve eleştirerek bir ortak zemin yakalama durumu içine girmemiz gerekir dedik.

 
Yeniden yapılanma süreci devam ediyor,  tekrardan ortak bir konsept kurulamaz mı?
Hali hazırda bunu yapmaya da halen hazırız” yeter ki bize söylensin kentin yeniden inşası açısından birlikte bir çalışma yürütelim. Belediyemiz yerel yönetimler anlamında çevre ve şehircilik bakanlığıyla çeşitli görüşmeler yapıldı. Kentin yeniden inşası noktasında belediye de ciddi bir iş yüklenmiş durumda ancak işin kötü tarafı sanki bu çalışmalar içinde belediye yer almıyor. Yeniden çıkarılacak olan işde sanki belediye yer almıyor. Sanki bütün çalışma merkezi hükümet tarafından geliştiriliyor gibi bir yanılsama var ve bu yanılsama açıkçası belediye var olan kısmı imkanlarıyla bir çalışma yürütmeye çalıştığında bu görünmezden geliniyor. Böylesi bir durum var ortada, biz tekrar söylüyoruz. Van’ın tekrar inşası Van’ın eski canlılığına kavuşabilmesi için Barış ve demokrasi partisi şuan yerelde iktidardır ve üzerine düşen ne varsa bunu sonuna kadar götürmeye ve bütün koşulları ve imkânlarını zorlamaya hazırdır.
Merkezi iktidardan belediye olarak beklentileriniz nelerdir?
-Gönül isterdi ki belediyemiz burada muazzam imkanları olsun, depremden dolayı 3 tane ana binası zarar görmemiş olsun, belediye başkanımız uzunca bir zamanda işlerini yürütebileceği bir alan bulamadığı için farklı alanlar kullanmak zorunda kaldı. Kimi zaman bu çalışmalar çadırda yapılırken, kimi zaman halkın içine inerek bu çalışmaları devam ettirdi. Açıkçası bölümleri ayrılmış ayrı ayrı yerde hizmet veren bir belediyeden bahsediyoruz. İşin yönetim kısmına gelince iyi bir yönetici olabilmesi için bir birliktelikten bahsetmek gerekiyor. Biz yerel yönetimimizle o birlikteliği sağlamış durumdayız. BDP olarak biz belediyemize olabildiğince o desteği sunmaya çalıştık. Var olan imkanlarımız ne ise, halka gitme noktasında, halkla buluşma noktasında yapabileceğimiz ne varsa en üst seviyede belediyemizin önünü açmaya çalıştık.
BDP’li bölge belediyelerinin dayanışması yeterlimiydi?
-Depremin ilk gününden itibaren bir kare vardı görülmeye değerdi.” Dün taş atanlar bugün nerdedir?” diyenler, bas bas bağıranlar canlı yayında Cizre belediyesinin kepçesinin çalışmasını görmezden geldi. Cizre belediye başkanı tutuklu ceza evinde ancak depremin ilk anından itibaren araçları bir şekilde çalışmaya devam etti. Bu durum sadece Van ile ilgili bir durum değil yine Diyarbakır büyükşehir belediyemizin ve birkaç belediyemizin mevcut çalışmalarını Erciş’te devam etmeleri, erçiş’te yaptıkları çalışmalar azımsanacak çalışmalar değildir.  
Van halkının belediye başkanı ve partiniz milletvekilleri için söylediklerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Defalarca söylendi belediye başkanı niçin görünmüyor, il başkanı ve Milletvekilleri niçin yok ortada, şunu açık yüreklilikle söyleyelim bizim soyut vaatler vererek bu halkı kandırmak gibi bir lüksümüz yok ortaya koyacağımız somut bir şeyler varsa çıkar konuşuruz ve olabildiğince bunu devam etmeye çalışırız. Defalarca demeçler verilebilir. Yarın  “sizi buralara getiren halka somut olarak ne yaptınız?” diye soru geldiğinde buna verebileceğiniz bir cevabınız olması gerekiyor.
Deprem esnasında ciddi yardımlar aldığınız söylendi, doğru yerlerde kullanıldı mı?
 -Yurt içi, yurt dışı ve ülkenin doğusu ve batısında bulunan yurttaşlardan yardımlar aldık, burada biz yerel yönetimlerin görevi gelen yardımları halka ulaştırmak bunun için ne kadar iyi bir çalışma yürütüldü dersek açık yüreklilikle vurgulamak gerekirse eksikliklerimiz olmuştur. Biz bütün çalışmalarımız dört dörtlük olmuştur diyemeyiz. Bunu yaparken üniversitelerde gelen arkadaşlar aracılığıyla yapmaya çalıştık, bir çok problemin önüne geçebilmek adına bunu yaptık,.. Nihayetinde asıl hedefimiz Türkiye’nin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine yurtdışından buraya gelip yardım çalışmasına katkı sunmak isteyen günülülerin eliyle bu çalışmaları yürütmek oldu.
Çalışmalarımız çok iyi yürütülmüş mü noktasında istediğimiz düzeyde gitmemiştir. Ama şunu da belirtmeden geçemeyeceğim Van belediyesinde 1700e yakın personel var depremin ilk 2 ayında personellerin vana gelmesi noktasında bir moral motivasyon eksikliği vardı.  

 
Yani bu anlatımlarınızda “depreme hazırlıklı olmadığınız “sonucunu çıkarabilir miyiz?
--Tüm problemleri bir araya getirdiğiniz zaman daha önce deprem deneyimi olmamış bir kent açısından bunun ön hazırlığını yapmamış bir kent açısından Van belediyesinin ne kadar depreme hazırlığı var idiyse Van valiliğin o kadar vardır. Ya da ilgili birimlerin ne kadar hazırlığı var idiyse Van belediyesinin de o kadar vardı. Hiç kimse bunu göz ardı etmesin yani biz hazırlıklıydık ta yerel yönetimlerin hazırlığı yoktu diye böyle bir yaklaşım kabul edilir gibi bir yaklaşım değil, Burada merkezi hükümet, devlet yerel yönetimler anlamında bu iki güçlü depreme karşı veya Van’da olabilecek depremlere karşı bin ön hazırlık yoktu.
Artçılar hala devam ediyor. Deprem olma olasılığı bitmiş değil Peki Çözüm ne ?
Biz yerel yönetimlerimiz anlamında bu depremden sonra deprem gerçekliğini günce günlük içine almaya başladık. Bundan dolayı öyle ya da böyle Van’da yaşanmış olan depremin hali hazırda aklımızı başımıza getirecek bir musibet olma olasılığı çıktı ortaya yani bundan sonraki depremler karşısında hem yerel yönetimler olarak hem STK’lar anlamında hem merkezi hükümet anlamında gerçekten oturup aklıselim tartışıp Van’ın risk haritasını ortaya koymak ve bu risk haritası üzerinden olabilecekler üzerinden çözüm formülleri üretmek gerekiyor.
Bize yıllarca Van’ın ikinci derece deprem bölgesi olduğunu söylediler. Ama bu son depremlerden sonra anladık ki aslında bizim yapmamız gereken binaların birinci derece depreme dayanıklı binalar olması gerektiğidir. yani bunu bütün mimarlar ve mühendisler söylüyor. Şimdi yıllarca burada çalışma yürüten kamu kurumları yıllarca burada çalışma yürüten yerel yönetimler kendilerini sanki burada hiçbir afet olmayacak gibi koşullandırmışlar belli bir süreden sonra böyle bir şey çıkınca bir şekilde biz nasıl toparlayabiliriz gibi bir telaşa girdiler. Yani bir öngörüsüzlük var ..
                                                    DEPREM SONRASI VAN GÖÇ EDİYOR.
Deprem sonrası Van’da çok ciddi bir göç olayı yaşandı. Bu göçleri önlemek için bazı projeler ortaya attınız fakat sonuçta durumu iyi olan insanlar şehri terk etti. Burada kalan insanların çoğunluğu sizin partinin tabanıydı Bu size artı bir yük yükledi mi? 
Bir defa mevcut durum içerisinde Van’ı bırakıp gidenler demeyeceğim. Van’ı terk etmek zorunda bırakılanlar diyeceğim. Bunlarda durumu iyi olanlar ve orta sınıf gelirli insanlardı. Geriye kalanlar, bölgedeki savaştan kaynaklı bir şekilde köyleri yakılmış veya boşaltılmış insanlardı.
 Elbette ki burada kalan insanların bize artı bir yükü gelişti. Bu yurttaşlarımızın ilk talebi belediyenin veya partinin bize sahip çıkması gerekir demeleri oldu. Bu ister istemez siyasal anlamda ve arenada zorlandığınız bir esnada depreminde çok ağır bir yükünü sırtınıza yüklemiş durumdaydı
 
Bu yükün altında çıkabildiniz mi?
-Bir çoğunun gıda ve barınma talebi bu imkansızlıklar arasında giderildi.  Hali hazırda ekonomik anlamda bir dar boğazda bulanmamız, belediye gelen mevcut ödeneklerden kesinti yapılması zaten parti olarak ciddi ekonomik bir gücününüz olmaması ister istemez sizi bir açmaz içine soktu.
 Sizin tabanınızda Depremden dolayı size bir serzenişte bulunan oldu mu?
-Açık konuşmak gerekirse bunun bir günah çıkarma olarak algılanmaması gerekir. Biz şunu yapmaya özen gösterdik var olan imkânlarımızla bir şeyler yapmaya çalıştık. Bizim yaptığımız çalışma diğer illerden yurttaşlarımızın göndermiş olduklarını halka götürme noktasıydı. Bunu yaparken de olabildiğince halkla buluşmak olabildiğince halkla bir araya gelmeye çalıştık, mutlak surette tepkiler oldu serzenişler oldu. Bunlar doğaldır. Ben bir il eş başkanı olarak yalnızlık psikolojisini yaşıyorum. Bu anlamda halkın bu haklı serzenişlerini hiçbir zaman gözerde etmedik halkın haklı olduğunu da düşünüyorum. Mutlak suretle kimi zamanda art niyetli olan durumlar olmuştur. Bu belediye ve belediye başkanımıza yönelik bazı durumlar açığa çıkmıştır ama açık söyleyeyim ben Kürt halkının gerçekten çok uç noktada bir mağduriyeti olmadığı sürece gidip birilerinden yardım talep edeceğine inanmıyorum.
Sorunların çözümü noktasında haftalık değerlendirme toplantılar yaptınız mı?
Belediye başkanımız, il eş başkanları, milletvekilleri ve yerel yönetimler ve çevre belediye başkanlarımızın bu konuda toplantılarımız oldu. Yol haritası üzerine geliştirdiğimiz çözümler zaman içinde cevap bulmaya başladı. Örneğin 6 mahallede kurduğumuz bölgeler çamaşır evi, vb. elimizden geldiğince halkın bu afet koşulları ortasında ne kadar sağlıklı kendisini devam ettirmesi noktasında elimizden geleni yapmaya çalıştık.
Partiniz mensubu belediyeler, Van’da çıkan insanları sahiplendi mi?
Nihayetinde göç edip yine bölgedeki BDP’li belediyelere bağlı illere veya ilçelere gidenlerin son derece memnuniyetlerinin olduğunu bizlere belirtikleri belediyelerin sahip çıkması noktasında çok ciddi bir minnettarlıkları var. Bunu bir minnet borcu olaraktan görmüyoruz. Öyle ya da böyle Kürt birliği açısından bir yaklaşımdır. Zor durumda kalmış benim şehrime veya ilçeme gelmiş benim sahip çıkmam gerekiyor vurgusu aslında Kürtlük vurgusu üzerinden yapılmaya çalışılıyor.
Batıya giden hemşerilerinizden haberiniz var mı?
Batıya giden insanlarımızın birçoğu da bizi defalarca arayarak tesislerde sıkıntılar yaşadıklarını ırkçı yaklaşımlarla karşı karşıya kaldıklarını belirttiler. Bunlar birlikte değerlendirildiği zaman biz kent içinde iyi bir çalışma yürütemezsek de var olan halkımızla geliş gidişlerimizle bir bağ kurmaya çalıştık. Bazılarının değişiyle BDP’li belediyeler hiç bir şey yapmadı yerinde oturdu algısı açıkçası AKP eliyle insansızlaştırma politikalarına verilen en büyük cevaptır. İşte buradan alınıp sosyal tesislere yerleştirildi. Çoğu zaman kalabalık ailelerin aslında döndüğünde ortaya çıkacak, geri dönen insanlar batıda geldikleri gibi yaşadıkları sorunları bizlere iletiyor. Çocuklarının okullarda yaşadıkları sorunları iletiyorlar. “ Siz işte askerimize polisimizi taş atacaksınız buradan gelip bizden yardım isteyeceksiniz diye dışlandıklarını söylediler….
Röportajımızın 1.bölümünün sonu.
Röportajın 2.bölümünde üst başlıklar
1-İktidar Van’da kan kaybetti mi?
2-Sağlık, eğitim alanında yaşanan aksamalar
3- Van esnafının durumu
4-Deprem BDP’nin bölgedeki gücünü ne kadar etkiledi?
5-Deprem sonrasında Van’da hangi parti Van halkının takdirini aldı
6-Milletvekilleri hakkında söylenenler doğru mu?
7-Van’a geri dönüşler başladı mı?
8-Van valisi deprem sınavını geçti mi?
9-Deprem için gelen katrilyonlar nasıl harcanacak?
10- Newroz kutlamalarında son durum ne?