Van’ın Çaldıran ilçesine bağlı Yukarı Çilli (Çîllıya Jorê ) Mahallesi’nde 3 Temmuz’da askerler tarafından açılan ateş sonucu yaşamını yitiren 6 çocuk babası İbrahim Baykara (46), dün mahalle mezarlığında defnedildi. Olaya ilişkin açıklama yapan Van Valiliği, Baykara'nın İran tarafından açılan ateş sonucu yaşamını yitirdiğini ileri sürdü. Valilik, yaptığı açıklamada, “İlk belirlemelere göre İbrahim Baykara'nın İran tarafından açılan ateşle 5.45 mm kalaşnikof marka tüfekle hudut hattında vurulduğu değerlendirilmektedir. Hudut birliklerimizde kalaşnikof marka tüfek kullanılmamaktadır” iddialarında bulundu. 

YEĞEN BAYKARA YAŞANANLARI ANLATTI

Olay gecesi Baykara’yı aramaya çıkanlar arasında bulunan yeğen Yusuf Baykara, yaşananları Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı. Askerlerin amcasını ot yığının arkasına kadar yerde sürükledikten sonra sakladığını iddia eden yeğen Baykara, ayrıca “olay yerinde birçok silaha ait boş kovan vardı” sözleriyle Valiliği’nin “kalaşnikof marka tüfekle vuruldu” iddiasını yalanladı. 

Olayın meydana geldiği gün saat 22.00 sularında evde uyurken annesi tarafından çağrıldığını ve amcasının vurulduğu bilgisini aldığını belirten yeğen Baykara, sonrasında yaşananları şöyle anlattı: “Aracımla köy içine doğru gittim. Gittiğimde köyün ortasında insanlar toplanmış ağlıyordu. Daha sonra silah seslerinin geldiği yöne doğru gittik. Gittiğimiz yer köyden bir buçuk kilometre uzakta. Askerler zırhlı araçlarıyla bölgedeydiler ve bizim oraya geçmemize izin vermediler. Biz askerlere yaralımız olduğunu duyduğumuzu ve hastaneye götürmek istediğimizi söyledik. Askerler de, ‘Sizin yaralınız bizim yanımızda şuan onu karakola götüreceğiz. Bizi takip et gel’ dediler. Ben de onları takip ederek karakolun önüne kadar gittim. Daha sonra bana, ‘Senin cenazen orda git onu al’ dediler. Tekrar köye geldim ve arkamdan bir askeri araç da geldi. Aracımla önlerinde durdum, amcamın nerede olduğunu sordum. Askerler tekrar amcamın yaralı olduğunu ve kendilerinin yanında olduğunu söylediler.”

‘ENGELLEMESEYDİLER YAŞIYOR OLACAKTI'  

Bu sırada babasının yanlarına geldiğini ve askerlerin kendilerini kandırdığını söylediğini dile getiren yeğen Baykara, şöyle devam etti: “Amcamın hala silah seslerinin geldiği bölgede olabileceğini söyledi. Ben, babam ve diğer akrabalarımız bölgeye giderek amcamı aramaya başladık. Bulduğumuzda hala nefes alabiliyordu. Askerler onu vurduktan sonra yerde sürükleyerek, biçilen ot yığınlarının arkasına götürüp bırakmıştı. Bizim görmememiz için öyle yapmışlardı, ölmesi için. Biz amcamı arabaya koyarak hastaneye yetiştirmeye çalıştık. Yolda yine zırhlı askeri araçlar bizim yaralı taşıdığımızı bildikleri halde yol vermediler. Yüzlerce kez korna çalıp selektör yapmama rağmen askerler yol vermedi. Biz en son asfalt yoldan çıkıp, toprak yoldan askeri araçların önüne geçmeye çalıştık.  Askerler bizi oyaladıkları yetmiyormuş gibi yolda yolumuzu kestiler. Böyle yapmamış olsalardı belki amcam şimdi yaşıyor olacaktı.”

SUÇ DUYURUSU

Olay yerine gelen savcıya da ifade verdiğini aktaran Baykara, “Şuan size anlattıklarımı ona da söyledim. Ama kendisi bana, ‘sen de hep askerleri suçlu görüyorsun’ dedi. Ben de ne gördüysem onu söylediğimi belirttim. Köyümüzde sınırda olması nedeniyle bu katliamlar hep böyle devam mı edecek” diye sordu. “Bu ne ilktir ne de son olacaktır” diyen Baykara, “Biz suç duyurusunda bulunduk ancak bir umudumuz yok. Kimi kime şikayet edeceğiz. Biz artık bu halktan ellerini çekmelerini istiyoruz. Bölgede ki insanın zaten bir geçim kaynağı yok. O yüzden ölümü göze alarak evlerine bir ekmek parçası götürmek için sınırı aştı. Kimse artık ne tarlasının ekip biçebiliyor ne de hayvanını otlatabiliyor. Gidenlere keyfi bir şekilde ateş ediyorlar. Biz artık bu ölümlerin son bulmasını istiyoruz. Bizim yüreğimiz yandı başkalarının da yüreği yanmasın” diye seslendi. 

‘OLAY YERİNDE BOŞ KOVANLAR VARDI’

Valilik açıklamasındaki iddialara da değinen Baykara, “Valiliğin dün amcamın İran tarafından yapılan ateşle vurulduğu ve sadece kalaşnikof marka silahtan edilen ateşle yaşamını yitirdiği bilgisi kesinlikle doğru değildir. Benim amcamı Türkiye sınırları içerisinde askerler vurmuştur. Biz bunu kendi gözlerimizle gördük. Olay yerinde birçok silaha ait boş kovanlar vardı” diye konuştu. 

MA / Cemil Uğur - Dindar Karataş