Van’ın 5 ilçesinde iki hafta önce etkili olan sellerin ardından köylerde yaralar sarılmaya çalışılıyor. Selden en çok etkilenen Başkale ilçesinde onlarca ev yıkılırken yüzlerce koyun öldü. “Her şeyimiz gitti bir şeyimiz kalmadı” diyen yurttaşlar, “Bakkala gidecek param yok, ‘evin yarısını siz ödeyeceksiniz’ diyorlar. Zararımız karşılansın. Borçlandırarak ev sahibi yapacaklarsa yapmasınlar daha iyi” dedi.

Van’ın Başkale, Çaldıran, Özalp, Saray ve Gürpınar’ bağlı mahalleler şiddetli yağış nedeniyle oluşan selden zarar gördü. Sel felaketinin üzerinden 2 hafta geçti.  Evrensel Gazetesi'nden Fırat Tpal Sel’den en fazla zarar gören Başkale’nin ilçesindeki Esenyamaç (Xaşkan) köyünden son durumu aktardı. 

Köyde üzerinden günler geçmesine rağmen hâlâ yaralar sarılmış değil, tedirgin bir bekleyiş var. Kimi hasar gören evinin altında, kimi AFAD’ın verdiği çadırlarda kalıyor. Başlatılan dayanışma kampanyası ile hem kentteki hem de kent dışından kitle örgütleri tarafından gıda yardımı yapılıyor. Gıda var su yok, gıda var ev yok… Gündüz sıcak, gece soğuk olduğu için AFAD’ın verdiği çadırlarda kalmak zor oluyor. 8-10 kişinin kaldığı bu çadırlarda hijyen yok ama mecbur kalıyorlar. Diğer yandan iş makineleri çalışıyor tozu toprağa katarak. Köyde yaşayanlar hayatlarının ne zaman normale döneceğini endişe içinde bekliyor.

DÜĞÜNDE TAKILANLARLA BORCUMUZU ÖDEYECEKTİK, SEL ALDI GÖTÜRDÜ

Köy girişinde evi bulunan Çiğdem Gürbüz ile karşılaşıyoruz.  “Evime gelin bakın, perişan durumdayız” diyor. Evi selden dolayı su başmış, eşyaları da kullanılmaz hale gelmiş. Kurtarabildiklerini evin arka bölümüne istiflemiş. Kendisine çadır da verilmemiş. Evin selden az zarar gören odasında yere karton sererek geceyi geçirdiklerini söylüyor. Gürbüz, “Her şeyimiz gitti bir şeyimiz kalmadı. Bir ineğim, 20 hayvanımız vardı. Hiçbir şeyimiz kalmadı. Kartonların üzerinde uyuyoruz. Eşyalarımın hepsi gitti. Acil barınacak bir yer verilsin biz” diyor.

Ferdi Özer (34) ise yıkılan evinin bir bölümün içerisinde dolanıp duruyor. Selam verdikten sonra sohbet etmeye başlıyoruz. Özer, bir hafta önce düğün yapmış, düğünden kalan ne varsa sel alıp götürmüş. Şu an içinde bulunduğu durumdan bir çıkış arıyor. Özer, “Neyimiz vardı gitti, altınımızdan beyaz eşyamızdan. Düğünde gelenlerin bir kısmıyla borcumuzu ödeyecektik. Hepsi gitti. Üstüne ev de gitti. 200-250 bin TL zararım oldu. Hayvancılıkla uğraşıyoruz başka işimiz yok bizim. Çobanlık yapıp yılda 2-3 altın yapıyordum o da gitti. Düğünü yaparken beyaz eşyamı ve geri kalan masrafımı borçla yaptım. Düğünde takılanlarla ödeyecektik, sel aldı götürdü” diyor. Bir an önce zararlarının giderilmesini isteyen Özer, “Evimizi yeniden kurmak istiyoruz. Zararlarımız giderilsin. Bir an önce çözülmeli, yoksa nasıl yaşarız? Çobanlıkla kendime mi bakayım, aileme mi bakayım, kime bakayım? Kredi altına sokarlar bizi, nasıl ödeyeceğiz? Durumumuz yok zaten” diyor.

BORÇLANDIRARAK EV YAPACAKLARSA, YAPMASINLAR DAHA İYİ

Sel felaketinden son anda kurtarılan Kader Yurtsever’in evinden geriye dümdüz, bomboş alan kalmış, kendileri ise çadırda kalıyorlar. Bir an önce barınma ihtiyaçlarının giderilmesini istiyor. Yurtsever, “Çadırda nasıl yaşayacağız ki? Biz gıdadan ziyade barınacak ev istiyoruz. Çadır verdiler, çadıra giremiyoruz ki, gündüz sıcak, gece soğuk. Yüzümüzü yıkayacak yer yok. Sığınacak yer istiyoruz. ‘Biz size konut yapacağız’ diyorlar, bizim konut fiyatı kadar para ödememiz gerekiyor. Ne çalışanımız var bizim ne paramız var. Hayvancılıkla geçinmeye çalışıyoruz. Bizi borçlandırarak ev yapacaklarsa yapmasınlar daha iyi. Böyle bir imkânımız olsa kendimiz yapardık” diyor.

EVİN YARISINI SİZ ÖDEYECEKSİNİZ DİYORLAR, BAKKALA GİDECEK PARAM YOK

Gıyasettin Toprak, evinde ciddi hasarlar oluştuğu için çadırda kalıyor, barınma ihtiyaçlarının karşılanacağı söylenmiş ama nasıl, ne zaman bir fikri yok. Kış mevsimi yaklaşıyor, çocukları için endişeli, çadır sorunları çözmüyor çünkü. Toprak, “6 kişi çadırda kalıyoruz. Mecburuz çadırda kalmaya. ‘Evinizi yapacağız’ dediler, ne zaman yaparlar bilmiyorum. Bir tarih vermediler. Ne yapacağız bilmiyorum, biz idare etsek de çocuklarımız ne yapacak bilmiyoruz. Evimizi yapsınlar öncelikle eve geçmek istiyoruz” diyor.

Gökhan Yurtsever (26), evinden geriye bir şey kalmamış neredeyse çok zararı olmuş ama tek derdi barınmak şu an için. Kendilerine borçlandırılarak ev yapılmasına tepkili Özer, “Bir konteyner kursalar, banyosu filan olsa yine neyse. Çocuklarımız burada dışarıda. Altınımız, paralarımız gitmiş. Geldiğimden beri üstümü değiştirmedim. Dışarıdayız. Evinizi böyle yapacağız diyorlar. Parayla vereceklerse hiç vermeseler daha iyi. Ben o parayı veremem. Zaten param olsa ben gidip şehirde alırdım. Bizim gücümüz yetmiyor, bu haliyle dışarıda kalsak iyidir. Gelen ‘evin yarısını siz yarısını devlet ödeyecek’ diyor. Bakkala gidecek paramız yok. Benim hayvanım yok, başkasını hayvanının çobanlığı yapıyorum. Aylık 2000-2500 TL’ye bakıyorum. Hayatımız bu halde, barınacak yer istiyoruz” diyor.